| Bedelini almanın bir yolunu bulmaları an meselesidir diye düşündüm. | Open Subtitles | توقّعت أن مسألة وقتٍ فقط حتى يجدوا طريقة ليحصلوا على ما يريدونه | 
| Fotoğraf çekilmesi için, ajanı oraya sokmanın bir yolunu bulmaları gerekiyor. | Open Subtitles | من اجل الصور عليهم بأن يجدوا طريقة كي يدخلوا العميل الى مكان ما | 
| Evet, bu yüzden şeyi istikrarsızlaştırmanın bir yolunu bulmaları gerek... | Open Subtitles | أجل، إذا... عليهم أن يجدوا طريقة لزعزعة... | 
| Bir yolunu bulmaları gerekiyor. | Open Subtitles | لابد ان يجدوا طريقة لهذا |