| Yukarı baktım ve Afganlı çocuğu gördüm. Bu iş ona uygun değil. | Open Subtitles | نظرت للأعلى فكان هناك ذلك الفتى الأفغاني |
| Hiç de yapmadım. Yukarı baktım sadece. | Open Subtitles | متأكدة تماماً بأني لم أدر عيني نظرت للأعلى |
| Yukarı baktım ve bir kaç damla tam dudaklarımın üstüne düştü... | Open Subtitles | نظرت للأعلى قطرتان أسقط حقا على شفاهي. |
| Topu nihayet tuttuğumda Yukarı baktım ve anında gökkuşağının her renginden balıklarla çevrelenmiştim. | TED | وعندما تمكنت أخيرا من الوصول إليه، نظرت إلى فوق، لقد كانت تحيط بي الأسماك من كل مكان بجميع ألوان قوس قزح. |
| Yukarı baktım ve dumanın oradan, tepeden geldiğini gördüm. | Open Subtitles | نظرت إلى أعلى ورأيت الدخان ينبعث من هناك, على الربوة |
| Yürüyordum, Yukarı baktım... ve duydum bunu ve birisi Ataların Çemberinden uçtuğunuzu mu söyledi? | Open Subtitles | أثناء ما كنت أتمشى لقد نظرت للأعلى وسمعت--شخص ما يقول أنها تطير من خلال حلقة الأسلاف؟ |
| Bir kere New York'a gittim. Yukarı baktım... ve binaları gördüm. | Open Subtitles | ذهبت إلى نيويورك مرة وحينما نظرت للأعلى... |
| Yukarı baktım, merkez bekteki elemana tosladım ve bum! | Open Subtitles | نظرت للأعلى, عدت للمركز.. |
| Ve ben Yukarı baktım ve oradaydı. | Open Subtitles | ثمّ... ثم نظرت للأعلى وجدته أمامي |
| Yukarı baktım ve kendime güvenim tamdı. | TED | شعرت بالثقة عندما نظرت إلى الجدار. |
| Ama Yukarı baktım ve nerede büyüdüğümü düşündüm. | Open Subtitles | فونت كولور = "# 408080" أنجس: ولكن نظرت إلى أعلى، وفكرت في المكان الذي نشأت فيه. |
| Yukarı baktım ve o Charlie Smoot'tu... | Open Subtitles | ثم نظرت إلى الأعلى ورأيت (تشارلي سموت) |