| Bir evsahibinin şaka yapmak için kendini bu kadar zahmete sokması normal mi? | Open Subtitles | هـل من الطبـيعي ,لمـضيف , أن يقع في الكثير من المتاعب لمجرد المـزح |
| Her neyse bu kızı bulabilmek için bayağı bir zahmete katlanmış. | Open Subtitles | عل كلٍ ، هذا الشئ خاض الكثير من المتاعب ليصل لها. |
| Zararsız bir dadıyı kaçırmak için neden bunca zahmete girsinler ki? | Open Subtitles | هذه نعن, ولكن,لماذا يتكبّدون كل هذا العناء ليخطفوا مُدرّسة مسالمة ؟ |
| Başpiskoposu öldürmek için neden bu kadar zahmete katlandığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اعرف لما تكبنتم كل هذا العناء لقتل رئيس الاساقفه |
| Yine de bu zahmete değmeyeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | ولكن لا أحد منا يظن أنك تستحقين عناء ذلك. |
| Babam da ona, "zahmete girmeyen müşterisiz kalır" dedi. | Open Subtitles | فأجابه والدي ليست هناك متاعب الا في قله الزبائن |
| Konuş onunla. Adam senin için o kadar zahmete girdi. | Open Subtitles | تحدثى الى والدك لقد عانى الكثير من المتاعب من اجلك |
| Bu kadar zahmete girdiğin için üzgünüm, ama ben zaten hepsini aramıştım. | Open Subtitles | . آسف لتطرقك لكل هذه المتاعب أنا اتصلت بهم بالفعل |
| Her zaman yemek partisi için zahmete girerim. | Open Subtitles | أنا دائماً أحصل على الكثير من المتاعب لحفلات العشاء. |
| Neden biri evsiz bir adamı öldürmek için bu kadar zahmete girsin? | Open Subtitles | لماذا سيتكبد شخص ما كل هذه المتاعب ليقتل رجل متشرد |
| Bütün bu zahmete yalanımı yakalamak için girdin. | Open Subtitles | تحملت كل تلك المتاعب لتحاول الامساك بي بكذبة |
| - Niye bunca zahmete girip buraya gelip de bana itiraf ettiniz? | Open Subtitles | المتاعب عندى كان يمكن أن تمر من هنا بسلام ؟ |
| Neden eski kimliğini tekrar hayata döndürmek için bu kadar zahmete katlanıyorlar sence? | Open Subtitles | لماذا بحسب رأيك تكبد هذا الرجل كُل هذا العناء لأحياء هويتك القديمة ؟ |
| Bu tür bir övgü bütün zahmete değer. Tamam, ben gidiyorum. | Open Subtitles | هذا هو المديح الذي يجعله يستحق العناء حسنا , أنا مغادر |
| Bunun gerçekten zahmete değer olduğunu düşündüm. Bütün arkadaşlarıma en sevdikleri | TED | وبالتالي فكرت أن الأمر يستحق العناء . وهكذا بدأت أطلب من كل أصدقائي، |
| Onlara silah temin etmek için birlikte bunca zahmete katlandıktan sonra. Biz mi? | Open Subtitles | بعد كل هذا العناء اللذي تكبدّناه وخضناه للحصول على بنادقهم , نحن؟ |
| Biri bizden birini öldürmek isteseydi bu kadar zahmete girmesi gerekmezdi. | Open Subtitles | لكن لو أراد شخص قتل أحد منا فلن يصنع العناء للذهاب للجسر لكان قذفه برصاصة |
| Benim için o kadar zahmete girdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنك تكبّدت كل هذا العناء من أجلي. |
| Sizi birbirine düşürecek makam için yarıştıracak sonra da hiçbir zahmete girmeden kazananı indirecek. | Open Subtitles | سيقوم بتضليلكم بعضكم البعض يجعلكم تتنافسون من أجل الحصول على المنصب و بعدها يأخذ الفائز من دون أي عناء |
| Bize hat açmak için onca zahmete girmiş kendine kariyer seçmiş ve telefonu açtırmış. | Open Subtitles | لقد تحملت متاعب تسجيلنا واختارت ناقل وفعلته أعني, من عنده كل هذا الوقت لذلك؟ |
| Sam bu listeyi ele geçirmek için bir sürü zahmete katlandı. | Open Subtitles | سام تكبد الكثير من المشاق للوصول لتلك اللائحة , مما يعني |
| Umarım bunca zahmete prensesi etkilemek için girmiyorsundur. | Open Subtitles | آمل أنّك لا تكبّد نفسك هذا العناء لكيّ تثير إعجاب الأميرة. |
| Ama sen neden onu mahvetmek için bunca zahmete katlanıyorsun? | Open Subtitles | ولكن لماذا تتكبد كل هذا العناء لتدميرها؟ |
| Ancak korkarım kimse bu zahmete girmedi. | Open Subtitles | لكننى أخشى أنه ما من أحد أزعج نفسه بالأطلاع عليها |
| Yapma, patron. Bu kadar zahmete gerek yoktu. | Open Subtitles | بالله عليكَ يا رئيس لمّ يكن عليك إرهاق نفسك |
| - Oops. Neden sizi ikinizle konuşmak için zahmete girdiğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أدري لماذا أتكبد مشقة الحديث إليكم |