"zamanı gelince" - Traduction Turc en Arabe

    • عندما يحين الوقت
        
    • في الوقت المناسب
        
    • حينما يحين الوقت
        
    • بمرور الوقت
        
    • في وقته المناسب
        
    • فى الوقت المناسب
        
    • عندما يحين وقت
        
    • عندما يكون الوقت مناسباً
        
    • طريقنا مرة
        
    • بمجرد أن ينتهى
        
    • بالوقت المناسب
        
    • وعندما يحين الوقت
        
    • هي راهي بياري كي
        
    • يأتي الوقت
        
    • هم هي
        
    Çok şükür zamanı gelince yeterince katırımız ve askerimiz var. Open Subtitles عندنا بغال كفاية ، ورجال بنادق لحراستهم عندما يحين الوقت
    Ama ikimiz de biliyoruz ki zamanı gelince en iyi şeyi yapacaksın. Open Subtitles لكن كلانا نعرف أنه عندما يحين الوقت أنت ستفعل ما تراه أفضل
    Yani sorunu iş yerime götüreceğim ve zamanı gelince sana cevap vereceğim. Open Subtitles ما يعني أنني سآخذه معي إلى المكتب وأعود بالجواب في الوقت المناسب.
    Ama zamanı gelince ikimiz de doğru mu değil mi anlayacağız. Open Subtitles ولكن في الوقت المناسب سنعرف اذا كان هذا حقيقة ام لا
    İsterseniz biraz kestirin, zamanı gelince de eve gidersiniz. Open Subtitles خُذ غفوة إن كنت ترغب و عد للبيت حينما يحين الوقت
    Evet, oda zamanla geçecek, küçük dostum... sadece zamanı gelince. Open Subtitles حسنآ,ذلك الأمر ستتعود عليه يا صديقى الصغير000 فقط بمرور الوقت
    İnansalar da inanmasalar da, zamanı gelince doğru seçimi yapacaklardır. Open Subtitles بوجود الدّين أو عدمه، سيتخذان الخيارات السليمة عندما يحين الوقت
    Yani zamanı gelince sen defol demeden önce kendim gidebilirim. Open Subtitles لذا عندما يحين الوقت قبل ان تطلب مني المغادرة اظن انني سأرحل اولا
    zamanı gelince söylerim. Halatları çıkar bakalım. Open Subtitles سأخبرك عندما يحين الوقت والآن أخرج عدة الصيد
    Bir işe çıkıyoruz. zamanı gelince ne yapacağını söylerim. Open Subtitles نحن ذاهبون في مهمة سأخبرك عندما يحين الوقت
    Bunu yapan insanlar hayatım üstüne yemin ederim zamanı gelince cezalarını alacaklar. Open Subtitles الأشخاص الذين فعلوا هذا... ...أعدك بحياتي... ...سيتم التخلص منهم في الوقت المناسب
    zamanı gelince cevabını verecek. Open Subtitles استمع إبني لنصيحتكَ وهو سيقوم بإعطائكَ إجابته في الوقت المناسب
    Süvari Birliği zamanı gelince peşlerine düşecek. Open Subtitles سلاح الفرسان الرابع سيتابع في الوقت المناسب
    zamanı gelince ne gerekiyorsa raftan çekip çıkarırız. Open Subtitles نحن فقط نخرج الشخص المناسب حينما يحين الوقت المناسب لذلك
    zamanı gelince size mutlaka danışılacaktır. Open Subtitles متأكّد بأنه، بمرور الوقت نصيحتكَ سَتَكُونُ مرحباً بها
    zamanı gelince beyler, zamanı gelince. Open Subtitles كل شي في وقته المناسب أيها السادة كل شي في وقته
    zamanı gelince Peder, zamanı gelince... Open Subtitles فى الوقت المناسب, أيها الأب ,فى الوقت المناسب.
    Karımın doğum yapma zamanı gelince Moskova'dan doktor çağırır mısınız? Open Subtitles عندما يحين وقت ولادة زوجتي، هلا ترسل لموسكو طلبًا لطبيب؟
    Hayır, zamanı gelince destek kuvvet çağıracağım. Open Subtitles لا, سأطلب إمدادات عندما يكون الوقت مناسباً
    Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince Open Subtitles سنلتقي في طريقنا مرة اخرى
    Hasat zamanı gelince göçmen bir işçisin, daha sonra bir serserisin. Open Subtitles بمجرد أن ينتهى الحصاد ، ستصبح عاملاً مهاجراً ، ثم مجرد رجل بلا مأوى
    zamanı gelince verecektir. Daha küçüksün. Open Subtitles .سيسمح لك بالوقت المناسب لا تزال صغيرا
    Yumurtlama zamanı gelince, şu gördüğümüz erişkin gibi tek yaptığı şey yumurtayı salıp, yere düşmesini sağlamak. Open Subtitles وعندما يحين الوقت لتبيض، وهذه الحشرة تقوم بذلك، فإن كل ما تفعله أن تنفض البيض وتدعه يسقط على الأرض.
    Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince Open Subtitles هم هي راهي بياري كي بيهر ميلنقي .. شلتي شلتي
    Bir ayrıcalık olarak seninkini ve arkaşınınkini uzatacağım. zamanı gelince. Open Subtitles على سبيل المجاملة سأمد إقامتك أنت وصديقك لحين يأتي الوقت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus