| Evet, hatırladım. Belki "karma" onu geri vermenin zamanının geldiğini söyleme çalışuyordur. | Open Subtitles | ربما تحاول العاقبة الأخلاقية اخباري بأن الوقت حان لاعادته |
| O zaman iyileşmemin zamanının geldiğini farkettim, hemencecik. | Open Subtitles | لذلك أستنتجت ان الوقت حان لاعتماد نظام حياة صحي على الفور |
| Kısaca kemanımın sesi sana kahyanın ortalıkta olmadığını gitme zamanının geldiğini söyleyecek. | Open Subtitles | لذا عندما تسمع عزفي، فهذا يعنى أن المشرف لا يتجول بالأنحاء وأن الوقت حان لتذهب أقله أحدنا سيكون حرًا |
| Yaşadığımız sistemde radikal değişiklikler yapma zamanının geldiğini düşünüyorum. | TED | أعتقد بأنه الوقت قد حان لإجراء التغيرات الجذرية في حضارتنا |
| Yaptığı şey, çalışanlara ne yapmak zorunda olduklarını tekrar düşünmenin zamanının geldiğini söylemek oldu. | TED | ما فعله هو أنه أخبرهم بأن الوقت قد حان لإعادة النظر في الواجبات المناطة بهم. |
| Ama aramızdan bazıları yeni bir dünya düzeninin zamanının geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لكن هنالك عدد منا يعتقدون أنه حان الوقت لبدء عالم جديد |
| Hepiniz resmi olarak 'dışarı' çıktığımı ve birini bulmamın zamanının geldiğini söylüyorsunuz. | Open Subtitles | جميعكم تعتقدون بما أنني قُدّمت للمجتمع أخيراً, أنه حان الوقت لإيجاد زوجي |
| zamanının geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد انه الوقت لذلك الآن |
| Yurtdışında bir yıl kaldıktan sonra, Erik dönüş zamanının geldiğini hissedecekti. | Open Subtitles | بعد مرور عام في الخارج قرر اريك بأنه وقت العوده الى الوطن |
| Ve artık, onu geri getirme... zamanının geldiğini de biliyordu... | Open Subtitles | وعلِمت أيضاً أن الوقت حان لإستعادته |
| Merkez değişim zamanının geldiğini düşündü. | Open Subtitles | لقد شعر المركز أن الوقت حان للتغيير |
| Sonra oradan çıkma zamanının geldiğini anlamıştım. | Open Subtitles | لذا ظننت أن الوقت حان للهرب |
| Bebek, sende partiden kaçmanın zamanının geldiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | عزيزى ألا تظنّ أن الوقت قد حان لتبدأ حفلك؟ |
| Ve onlara engel olma zamanının geldiğini söylemeliyim. | Open Subtitles | و أود القول أن الوقت قد حان لإيقاف هذا الجهاز |
| Ama ben, o elverişsiz tenimle kimin patron olduğunu gösterme zamanının geldiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن ، أعتقد أنه حان الوقت لأعرض أن مظهري هو الأمر الناهي |
| Geçmişi artık geride bırakmanın zamanının geldiğini anladım, bilirsin? | Open Subtitles | إعتقدت أنه حان الوقت لوضع الماضي خلفنا، تعرفى؟ |
| zamanının geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد انه الوقت لذلك الآن |
| İşe koyulmanın zamanının geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | ليخبرك بأنه وقت العمل |