| Öyleyse yayılması, havadan gelen bir virüsten daha fazla zaman alacak. | Open Subtitles | لذا سيستغرق وقتاً طويلاً حتى ينتشر كما يفعله الفيروس المنتقل جواً؟ |
| Otomatik bir programım var ama yine de zaman alacak. | Open Subtitles | لقد قمت بوضعهم على برنامج آلي، لكنّه مع ذلك سيستغرق وقتا. |
| Düzenlemek zaman alacak ama çiftlik evinin gece klübü gibi görünmesini istiyorum! | Open Subtitles | الإعداد سيستغرق وقت طويل , لكن أريد هذة المزرعة تبدو كملهى ليلى |
| Nasıl hissettiğini anlıyorum. Ama güven bana, normal biraz zaman alacak. | Open Subtitles | أتفهّم شعورك، لكن ثقي بي، الاعتياد على الحياة أيضًا سيستغرق وقتًا. |
| Bu yaranın iyileşmesi zaman alacak. Bu lükse sahip değilim. | Open Subtitles | هذا الجرح سيأخذ وقت للشفاء وأنا لا أملك هذا الوقت |
| Bu biraz zaman alacak. | Open Subtitles | هذا سوف يأخذ وقت |
| O düğün kıyafetiyle mi dışarı çıkacaksın? Biraz zaman alacak. | Open Subtitles | يجب ان تخلعى فستان الزفاف و ذلك سيأخذ وقتاً |
| Belki otele gitmek istersin. Biraz zaman alacak. | Open Subtitles | قد تريد العودة الى الفندق هذا سيستغرق وقتاً |
| İnsanlar üretmek, bu biraz zaman alacak, değil mi? | Open Subtitles | بناء البشر ، هذا سيستغرق وقتاً ، أليس كذلك؟ |
| Tam bir teşhis biraz zaman alacak ama ilk eşleşmeler birçok genomdaki genetik materyalleri gösteriyor. | Open Subtitles | التشخيص الكامل سيستغرق وقتاً ولكن رسم الخرائط الأولية يشير إلى وجود مواد جينية من الجينيوم المتعدد |
| Sesli mesajlar bir şifre ile korunuyor. Bu biraz zaman alacak gibi. | Open Subtitles | البريد الصوتي محمي برقم سرّي هذا سيستغرق وقتا |
| Hayır. Size alışması gerek. Bu zaman alacak. | Open Subtitles | يجب أن تتعوّد عليك أولا إن ذلك سيستغرق وقت |
| Ama bütün kasabayı tamamlamak biraz zaman alacak. | Open Subtitles | ولكن الأمر سيستغرق وقتًا لتطويق البلدة بأكملها ابذل ما في وسعك |
| Biraz zaman alacak ama çünkü o yaştaki çocukların kimliklerinde resim olmuyor. | Open Subtitles | اوه، ذلك سيأخذ وقت لأن الأولاد في هذا العمر في العاده لا يملكون صور للهويه |
| Bu biraz zaman alacak. | Open Subtitles | هذا سوف يأخذ وقت |
| Biraz zaman alacak, ama bununla yaşamayı öğreneceğim. | Open Subtitles | نعم, سيأخذ وقتاً كبيراً لكن نتعلم كيف نعايّش الآمور |
| İyi. Kurduğumuz yolla, Atwood'un bunun tamamlanmamış olduğunu anlaması zaman alacak. | Open Subtitles | جيد، فالطريقة التي قمنا بأعدادها بها ستأخذ وقتاً من أتوود ليلاحظ بأنها غير مكتملة |
| 2 saatlik bir zamanımız var. Uçağa binmek görevden daha uzun zaman alacak. | Open Subtitles | لدينا فراغ لمدّة ساعتين رحلة الطائرة ستستغرق وقتاً أطول من المهمّة |
| Hidrolik pompayla delik açmalıyız ama ortam biraz dar ve zaman alacak. | Open Subtitles | أظن أننا سنحتاج توسيع الفراغ بإستخدام مضخة هيدروليكية لكن أمر سيتطلب بعض الوقت لأن الفراغ ضيق |
| Sizin malzemeleri kıyıya taşımak zaman alacak. | Open Subtitles | سيستغرق بعض الوقت لأنزال معداتك على اليابسة. |
| Yeri hakkında ipucum var ama tam yerini bulmak biraz zaman alacak. | Open Subtitles | سأهتدى لموقعه , ولكن سيستغرق ذلك بعض الوقت لتحديد مكانه |
| O halde dosyalara girmek biraz zaman alacak. | Open Subtitles | حقًّا؟ إذًا فالأمر سيأخذ فترة لتتمكني من فتحها. |
| Size söyledim ya, oraya varmamız biraz zaman alacak. | Open Subtitles | لقد اخبرتكم ان الامر يستغرق وقتاً للوصول إليه |
| Tamam. Sanırım bu şifreyi kırabilirim ama zaman alacak. | Open Subtitles | حسنا، يمكنني فك هذه الشفرة ولكنها ستأخذ وقت |