| Duyamaz. Zavallıcık sağır ve dilsiz. | Open Subtitles | لا يمكنها السماع الطفلة المسكينة صماء وبكماء |
| Zavallıcık doğru dürüst içki hazırlayamazdı. Ama bizi beslemek zorundaydı. | Open Subtitles | المسكينة لم يكن يمكنها تقديم الشراب ولكن كان عليها أن تطعمنا |
| Kuşunun, oksipital loba iyice girmiş, Zavallıcık hemen kör olmuş. | Open Subtitles | لقد إخترقت رصاصتك الفص الخلفي مسببه العمى الفوري للفتى المسكين |
| Aşağıda törenin yapılmasını bekliyor Zavallıcık. | Open Subtitles | . إنه بالأسفل ينتظر مراسم الدفن . المسكين |
| Zavallıcık, ilaçlardan hiç hoşlanmıyor. | Open Subtitles | مسكين عزيزي, لقد فعل ذلك كرهاً في اخذ الدواء |
| Hayır onu evden çıkartamazsınız, ayrılmayı kendisi istemeli... ya da tanrı korusun, Zavallıcık son zamanlarda kendini pek iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | هذا سؤال مشروع أنت لا تستطيع طردها هي يجب أن تقرّر الرحيل ، والا لاسمح اللّه مسكينة لم تكن تشعر انها بصحة جيدة مؤخرا |
| Zavallıcık... tatillerde yalnız olmak... insana yaşamının ne kadar boş olduğunu hatırlatabilir. | Open Subtitles | ايتها المسكينة 000 الوحدة في العطلات يمكن ان تفضح حقا الفراغ في حياة المرء |
| Evet dün anlattı bana. Zavallıcık. | Open Subtitles | صحيح , لقد اخبرتني بكل ماحدث البارحة المسكينة |
| Dünyadaki en sıkıcı iş dolap işidir. Zavallıcık. | Open Subtitles | الخزائن هي أكثر وظيفة مملة في العالم. المسكينة. |
| Kötü bir rüya görmüş, Zavallıcık. | Open Subtitles | المسكينة, يبدو أنها حلمت بكابوس مريع |
| Çok naziktir ama Bayan Croft, kötürüm. Zavallıcık. | Open Subtitles | "إنه طيب جداً , لكن السيدة "كروفت مُقعدة , تلك المسكينة |
| Zavallıcık hayatta kaldığı için şanslı. | Open Subtitles | المسكينة محظوظة أن تظل على قيد الحياة |
| O Zavallıcık için üzüldüm. Ben Niles için üzüldüm. | Open Subtitles | ـ انا اشفق على هذا المخلوق المسكين ـ انا اشفق على نايلز |
| Zavallıcık. Belki bir şeyler içersem kendini iyi hissedersin. | Open Subtitles | أيها المسكين, ربما تشعر بتحسن إن احضرت لك شراب |
| Zavallıcık en azından münasip bir şekilde gömülecek. | Open Subtitles | على الأقل الفتى المسكين سيحظى بدفناً لائقاً |
| - Aman tanrım! Zavallıcık. Ne oldu? | Open Subtitles | يا إلهي، ايّها الطفل المسكين مالذي حدث لك؟ |
| Ölüler benimle konuşur yarbay ama Zavallıcık bir soluklansın hele. | Open Subtitles | الميت يتحدث معي أيتها العقيد، لكن أعطي الرجل المسكين بعض الوقت ليلتقط أنفاسه إن صحّ التعبير. |
| Zavallıcık, eminim sıkıntıdan patlamışsındır. | Open Subtitles | يالك من رجل مسكين لا بد و أنك تشعر بالملل |
| Gökkuşağını bir daha görecek miyim? Zavallıcık. | Open Subtitles | هل سأرى قوس قزح اخر ؟ يا رجل انت شيء مسكين |
| Zavallıcık. Merak etme, yakında iyi olacaksın. | Open Subtitles | مسكينة يا حبيبتى لا تقلق , سنصلحها قريباً |
| Zavallıcık. Merak etme, yakında iyi olacaksın. | Open Subtitles | مسكينة يا حبيبتى لا تقلق , سنصلحها قريباً |
| Son dönemlerinde, Zavallıcık amiral şapkası takmış bir süpürge sapına benziyordu. | Open Subtitles | نحو النهاية، الرجل الفقير كان لا شيء أكثر من a يدّ مكنسة مع a قبعة عميد لطيف صغير على. |
| İki çocuğunu kaybetti, Zavallıcık, ve kocasının da şu anda aklı pek yerinde değil. | Open Subtitles | لقد دفنت طفلين لها, ياللمسكينة وزوجها لم يعد ذكيا فى الوقت الحاضر |
| Zavallıcık! | Open Subtitles | فليباركه الله |