| Önce zırhlı araçta, sonra tiyatroda senin zayıf noktanı gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت نقطة ضعفك عند السيارة المدرعة ثم في المسرح. |
| Eğer yanılmıyorsam, senin zayıf noktanı buldum. | Open Subtitles | لو أني لا أعرفك جيداً لقلت إني وجدت نقطة ضعفك |
| Her neyse, senin zayıf noktanı buldum, Skipper. | Open Subtitles | صحيح,على أية حال لقد قمت باكتشاف نقطة ضعفك سكيبر |
| Araf zayıf noktanı bulup oraya saldırır. | Open Subtitles | المَطْهَر عثر على نقطة ضعفك وتصرف على أساسها |
| Senin zayıf noktanı buldum ve ne yapacağım biliyor musun? | Open Subtitles | اكتشفت نقطة ضعفك وهل تعلم مالذي سأقوم به ؟ |
| Senin zayıf noktanı buldum ve ne yapacağım biliyor musun? | Open Subtitles | اكتشفت نقطة ضعفك وهل تعلم مالذي سأقوم به ؟ |
| Bence zayıf noktanı bulamadığım için olmamıştı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا قد حدث لإني لم أتمكن من إيجاد نقطة ضعفك |
| Birisi senin zayıf noktanı buldu sanırım. - - Zayıf noktam bu değil. | Open Subtitles | يبدوا انه وجد نقطة ضعفك ليست نقطة ضعفي |
| Ama biraz karıştırma şansım olmayacaksa zayıf noktanı bilmemin anlamı ne ki? | Open Subtitles | ولكن ماذا سأستفيد من معرفة نقطة ضعفك. إذا لم تسنح لي الفرصه ل... استغلالها قليلاً. |
| zayıf noktanı buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت نقطة ضعفك. |
| Senin zayıf noktanı biliyor. Beni. | Open Subtitles | هي تعرف نقطة ضعفك انها أنا |
| zayıf noktanı biliyor. Yani beni. | Open Subtitles | انها تعرف نقطة ضعفك أنه أنا |
| Böylece senin zayıf noktanı buldu? | Open Subtitles | اذا لقد وجدت نقطة ضعفك ؟ |
| Sanırım zayıf noktanı buldum. | Open Subtitles | أظنّ أنّني وجدتُ نقطة ضعفك |
| zayıf noktanı bulup onu sana karşı kullandı. | Open Subtitles | وجدت نقطة ضعفك واستغلتها ضدك. |
| Senin zayıf noktanı bulacağım. | Open Subtitles | سوف أجد نقطة ضعفك |
| Hadi Otis, senin zayıf noktanı biliyorum. | Open Subtitles | هيا يا (اوتيس) أنا أعرف نقطة ضعفك |
| Saldırgan zayıf noktanı biliyormuş. | Open Subtitles | -إن مطلق النار يعرف نقطة ضعفك |
| zayıf noktanı biliyorum. | Open Subtitles | ...أعرف نقطة ضعفك |