| Hiçbir zaman çifte standartlı bir adalet sistemi olarak da tasarlanmadı: zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane. | TED | لم يُقصد من الكفالة مطلقًا خلق نظام عدالة ذي طبقتين. واحدة للأغنياء وواحدة لكل شخص آخر. |
| gelecekte uzaya gitmek sadece zenginler için olmaktan çıkıp herkes için mümkün olduğunda ufkumuz bütün gezegene genişlemiş olacak. | Open Subtitles | حسنا، بالمستقبل عندما يتاح الدخول بالفضاء الخارجي سيكون للجميع و ليس فقط للأغنياء ثم أن آفاقنا ستتسع لتشمل العالم بأسره |
| Yabancı diller ya da fen lisesi bile değil, dedikleri gibi, bu zenginler için bir okul. | Open Subtitles | حتى انها ليست مدرسة للغات الأجنبية أو العلوم. أنها مدرسةُ للأغنياء. |
| Hastaneler zenginler için. Ben iyileşirim. | Open Subtitles | المستشفيات للناس الاغنياء , سأكون على ما يرام |
| Hastaneler zenginler için. Ben iyileşirim. | Open Subtitles | المستشفيات للناس الاغنياء , سأكون على ما يرام |
| Ve bu sadece çok zenginler için organize edilmiş hayırseverlik varsayımına meydan okuyor. | TED | وهذه التحديات حتى الآن إفتراض أخر بأن العمل الإنساني المنظم فقط للأثرياء جداً |
| Burası zenginler için bir özel okul değil. | Open Subtitles | لذا هذه ليست مدرسة خاصة مخصصة للطبقة الراقية من المجتمع |
| Eğer zenginler için kötüyse, bizim için ne kadar kötü olduğunu düşünebiliyor musunuz? | Open Subtitles | انه سيئ للأغنياء , اذن هل تتخيل مدى الضرر ألى واليك ؟ |
| Sophiatown yerle bir edilecek, böylece zenginler için evler yapabilecekler. | Open Subtitles | بلدتنا تنجرف حتى يتمكنوا من بناء مساكن للأغنياء |
| Bakanlarınızın bahsettiği refah sadece zenginler için geçerli. | Open Subtitles | ما يُسمونه وزراءُكَ بزمن السلام، هو فقط للأغنياء. |
| Yan etkilerden birisi gıda, tıbbi malzeme, eğitim, barınma ve ulaşım gibi şeylerin sadece zenginler için değil hepimiz için daha az maliyetli olacak olmasıdır. | TED | وأحدها سيكون أن الأشياء كالطعام واللوازم الطبية والتعليم والمأوى والنقل ستصبح معقولة التكلفة لنا جميعًا، وليس للأغنياء فحسب |
| Politika zenginler için olmak zorunda değildir. | Open Subtitles | ان تكون السياسة للأغنياء بالضروره |
| zenginler için mi ara buluculuk ? | Open Subtitles | حسناً, إنها خدمة مؤاعدة للأغنياء |
| Biri zenginler için, öteki de fakirler için. | Open Subtitles | واحد للأغنياء وواحد للفقراء. |
| Şimdi zenginler için bir oyun sahası. | Open Subtitles | اليوم هي مكان لعب للأغنياء |
| Bunlar, kendilerinden nefret eden zenginler için. | Open Subtitles | ذلك الاكل للناس الاغنياء الذين هم يكرهون بعضهم |
| O çöplük, zenginler için abartılmış bir tabloid. | Open Subtitles | هذه قصاصة الورق تعتبر صحيفة شعبية ممجد للأثرياء |
| Burası sadece zenginler için bir oyun alanı değil. | Open Subtitles | هل ترى؟ .هذا ليس مجرد ملعب للأثرياء |
| zenginler için kaliteli bir kaçamak yeri olduğu belli. | Open Subtitles | بيت للطبقة العليا من المبذرين |