Söylemeliyim ki etkili bir takım olmak için ihtiyacın olan zihniyet bu. | TED | هذه العقلية، يجب أن أقول، هذه العقلية هي العقلية التي نحتاجها للانتظام الفعال ضمن الفرق. |
İşte bu yüzden bu zihniyet ve tutuma sahiptirler ve bu fikirle ilerlerler. | TED | لذا لديهم مثل هذه العقلية وذلك السلوك وهم يقبلون بتلك الفكرة. |
Yani zihniyet gelişimi metanet duygusu canlandırmak için büyük bir fikir. | TED | لدى فإن عقلية النمو هي فكرة رائعةلبناء الجَلَد. |
Yani bence, Picquart, "İzci zihniyet" için örnek bir kişi. | TED | لهذا بالنسبة لي، "بيكارت" هو المثال لما أسميه "عقلية الكشاف." |
İnsanlar işimizin kolay olduğunu sanıyor, öylece durup güzel görünmek ama bu zihniyet meselesi. | Open Subtitles | الناس يظنون أن ما نقوم به عملٌ سهلٌ أنت تعلم،الوقوف هناك و الظهور بشكل جميل لكن كل هذا عبارة عن حالة ذهنية |
- zihniyet. | Open Subtitles | "الحالة الذهنية" |
İşte uğraştığımız zihniyet bu ve eleştirmek bunu değiştirmez. | TED | وتلك هي العقلية التي نتعامل معها، والنقد ليس بوسعه أن يغير من ذلك. |
Çünkü hiçbirimizin yalnız yapamayacağı yaratabilceğimizi bildiğimiz geleceği inşa etmek için bizim bir araya gelmemiz önemli. İhtiyacımız olan zihniyet bu. | TED | فلكي ننجح في بناء فرق لبناء المستقبل الذي نعلم بأننا نستطيع صنعه والذي لا يستطيع أحد منا أن يعمله وحده. هذه هي العقلية التي نحتاجها. |
Bu zihniyet hayat boyu yararlıdır. | TED | هذه العقلية مفيدة في كل مناحي الحياة. |
Bu zihniyet benim şahsen tutkulu olduğum zihniyet. | TED | شخصيًا هذه العقلية تثير شغفي. |
Aynı zihniyet, aşırı işlenmiş artık pirinç kalıntılarını ünlendirdi. "Kırık pirinç" denen ürün, Fransız koloniciler tarafından Hindiçini'nden Senegal'e ithal edilerek yaygınlaştırıldı. | TED | نفس العقلية هذه روّجت لبقايا فتات الأرز المُعالج المعروف بالأرز المكسّر، الذي استورِد إلى السنغال من الهند الصينية وأدخله الاستعمار الفرنسي. |
İngiltere'de Fillongley adında küçük bir köyde büyüdüm ve en son "Domesday Book"ta bahsedildi, işte zihniyet bu şekilde. | TED | لقد نشأت في قرية صغيرة في بريطانيا تسمى فيلونجلي و قد ذكرت في كتاب "The Domesday" لذا، هذه هي العقلية المقصودة |
Asker zihniyet nasıl duygulara savunma ve kabilecilik gibi kök salmış durumdaysa, izci zihniyet de öyledir. | TED | فمثلما أن عقلية الجندي متجذرة في عاطفتنا كالغرائز الدفاعية أو القبائلية، فكذلك عقلية الكشاف. |
Her tür hata ölümle sonuçlanabilecekken sakin kalmak ve en iyisini yapmak ciddi bir zihniyet gerektiriyor. | TED | لكن البقاء هادئًا وتأدية أفضل ما لديك عندما تعرف أن أي خطأ قد يعني الموت يتطلب عقلية معينة. |
Bu gerçekten Çin'i ayrı bir zihniyet olarak tanımlıyor, Çinlilerin, örneğin Avrupa ve Amerika'daki insanlar gibi ayrı bir zihniyeti var. | TED | وهذا ما يميز الصين كعقلية مستقلة، الصينيون لديهم عقلية مستقلة، كما يقول الناس في أوروبا وأمريكا. |
Küresel zihniyet dış dünya ticaretine kayıyor ve bu piyasa liberalizmini arttırıyor. | Open Subtitles | عقلية العالم تتجه نحو تجارة عالمية حرة وزيادة ليبرالية السوق |
Büyük bir boksör olmak belirli bir zihniyet gerektirir. | Open Subtitles | rlm; هناك ذهنية معينة مطلوبة rlm; لتكون ملاكماً عظيماً. |
zihniyet farkı. | Open Subtitles | rlm; هذه هي الذهنية. |