| Her neyse, buradaki arkadaşlarını ziyaret ediyormuş ve ben de buluşacağımıza söz verdim. | Open Subtitles | على أي حال ،إنه يزور بعض الأصدقاء هنا، ولقد وعدته أن نأتي للقائه |
| Cole bu evi düzenli olarak 6-8 arası ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | " منتظم بشكل المنزل يزور " كول والثامنة السادسة بين |
| Birisi mezarı ziyaret ediyormuş, boş olsun ya da olmasın. | Open Subtitles | كان هناك أحد يزور القبر و أحضر الزهور |
| Bayan Callendar'la pek işim olmaz fakat bir reviri ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | السّيدة كالندر تزور العيادة |
| Bazen bir psişiği ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | كانت تزور روحية عرضية |
| Hoboken'daki kızkardeşini ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | إنّها تقوم بزيارة شقيقتها في "هوبوكين" |
| Cole bu evi düzenli olarak 6-8 arası ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | "كول " يزور المنزل بشكل منتظم بين السادسة والثامنة |
| Şehir merkezinde kız kardeşini ziyaret ediyormuş o vakitte. | Open Subtitles | فقد كان بأعلى الولاية يزور أخته. |
| Bir süredir Paris'teki evleri ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | لـ باريس ، كلن يزور المانزل |
| Sadece dört tanesini ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | فقط كان يزور أربعة منها. |
| Peter öldürüldüğünde, Lady of Mercy bakımevinde annesini ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | كان في دار الرعاية (ليدي أوف ميرسي) يزور أمّه عندما قتل (بيتر). |
| Robertson, ev arkadaşının sevgilisini mi ziyaret ediyormuş? | Open Subtitles | كان (روبرتسن) يزور حبيبة شريكه في السكن؟ |
| Çünkü Wendy'i ziyarete gelmiyormuş. Alice'i ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | لأنه لم يكن يزور (ويندي) كان يزور (أليس) |
| Bazı yetimhaneleri ziyaret ediyormuş açıkçası. | Open Subtitles | من الواضح أنه كان يزور بعض الأيتام ! |
| Cesco annesine demiş ki bizim Ryan, kanaldaki bir tekneye gidip babasını ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | ...بأنّ (تشسكو)أخبرها بأن إبننا (راين)كان يزور والده .بالقارب في القناة |
| Amber'ın ev arkadaşı Michelle saldırı sırasında şehir dışında ailesini ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} رفيقة سكن (امبر) (ميشيل) اخبرتنا انها كانت خارج المدينة تزور عائلتها عندما حدث الهجوم |
| Sanki Lucy, Bay Tumnus'u ziyaret ediyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أنني (لوسي) وهي تزور السيد (تومنوس). |
| İrlanda'da ailesini ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | إنها تزور عائلتها بـ(أيرلاندا). |
| Joe'yu hapiste ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | لقد كانت تزور (جو) في السجن. |
| Hasta annesini ziyaret ediyormuş. | Open Subtitles | تقوم بزيارة امها المريضة |