| Babanız yeni bir iş bulana kadar hepimiz kemerleri sıkmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتآزر معاً حتى يحصل أبوكم على وظيفة جديدة. |
| Eminim ki Babanız anlayacaktır, ve çocukları Avatar'a yardım ediyor diye gururlanacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكد أن أبوكم سوف يكون متفهما وفخورا لأن أولادة يساعدون الأفاتار |
| Babanız bu kadar yıllık yoğun çalışması sonunda Mortgage* borcumuzu kapatabildi. | Open Subtitles | بعد سنوات طوال من العمل الشاق سدد أبوكم الرهن العقاري أخيراً |
| Çocuklar, kesin şunu. babanızın arabasını kullandığım için rahatsızım zaten. | Open Subtitles | كفى يا أطفال ، إنني منزعجة بما يكفي من قيادة سيارة أبوكم |
| Mesaj ulaşana kadar burada beklerseniz, benimle gelip Babanızı tekrar görebilirsiniz. | Open Subtitles | إن إنتظرتم حتى تصل سوف تأتون معي لرؤية أبوكم. |
| Umarım Baban geç kalacağını söylemek için aramıyordur. | Open Subtitles | يجدر بأن لا يكون هذا أبوكم ويقول بانه سيتأخر |
| Babanız size bakacak, Babanız size yem bulacak. | Open Subtitles | أبوكم هنا ليعتني بكم أبوكم الذي يعتني بكم |
| Korkmayın çocuklar. Babanız işin tekniğini biliyor. | Open Subtitles | لا تخافو يا أطفال أبوكم يعرف إستعمل التقنية |
| Ama siz gerçek annenizle gerçek Babanız arasında seçim yapmak zorunda kalabilirsiniz. | Open Subtitles | لكن عليكم أن تختاروا بين أمكم الحقيقة أو أبوكم الحقيقي |
| Çocuklar, Babanız ve onun babasının arasında çok yapışkan fındıklı, yumuşak, çikolatalı... | Open Subtitles | ..أطفالي، أبوكم وجدكم تورطوا في أمر شائك |
| Babanız boğulabilir. | Open Subtitles | لا،لا،لا،أيها الرفاق أبوكم يمكن أن يختنق |
| Hadi ama çocuklar. Babanız nasıl para bulacağını biliyor. Hem de "sıfır risk"le. | Open Subtitles | هيا يا أولاد، أبوكم يعرف طريقة لجنى الأموالبدونأى مخاطرة: |
| Ve hâlâ Babanız o, kendini böyle göstermek istiyorsa. | Open Subtitles | ومع ذلك سيظل هو أبوكم وإن أراد أن يعاملها معاملة الزوجة الطبيعية ويجامعها |
| Merak etmeyin. Merak etmeyin, çocuklar. Babanız iyi olacak. | Open Subtitles | لا تقلقوا, لا تقلقوا, أطفال أبوكم سيكون بخير |
| Ödül yemeği ve her şey var ama Babanız gitmeyi reddediyor. | Open Subtitles | وهناك وليمة للجوائز وكل شيء لكن أبوكم يرفض الذهاب |
| Hey, Babanız biraz sonra burada olacak, buraya alışın çünkü, eve bununla döneceksiniz! | Open Subtitles | أبوكم سيدخل إلى هناك، يجري الإتفاق، ثم تعودون في هذه! |
| Hadi çocuklar, Babanız geldi. | Open Subtitles | هيا يا أولاد لقد عاد أبوكم إلى المنزل |
| Çocuklar, babanızın gitmesi lazım. Yakında evde olurum, tamam mı? | Open Subtitles | يا أولاد أبوكم عليه الذهاب لكن سأكون في البيت قريبا, حسناً؟ |
| Çocuklar, babanızın gitmesi lazım. Yakında evde olurum, tamam mı? | Open Subtitles | يا أولاد أبوكم عليه الذهاب لكن سأكون في البيت قريبا, حسناً؟ |
| Peki o yabancı "annenizle Babanızı tanıyorum" derse? | Open Subtitles | : و لكن ماذا لو قال الرجل الغريب "أنتم أنا أعرف أمكم و أبوكم" |
| Baban ve ben, John'u Av Efendisi yapmak üzere karar verdik. | Open Subtitles | أبوكم وانا تشاورنا لكى يكون جون هو سيد الصيد |
| Babanıza biraz tuhaf birşey oluyor. | Open Subtitles | أبوكم يعني من بعض المشاكل |
| Çocuklarım, ben sizin babanızım, koruyucunuzum. Sizin kanınızdanım. | Open Subtitles | يا أبنائى أنا أبوكم أنا حاميكم أنا من دمكم |