| Bu büyük ülkenin başkanı olarak görevim gerçeklerle yüzleştiğimde mantıklı kararlar almaktır. | Open Subtitles | إنها مهمتي لأجل ذلك البلد العظيم بأن أتخذ قرارات عقلانية عندما أعرف الحقائق |
| Fark ettim ki, bu hastaneyi yönetebilmek için arka arkaya sevimsiz kararlar vermek zorundaydım. | Open Subtitles | أدركت بسرعة أنه لإبقاء العجلة تدور في هذا المكان بالكامل.. كان لابد لديّ أن أتخذ قرارات مكروهة واحدة تلو الأخرى |
| Her gün yüzlerce, binlerce insanı etkileyen kararlar veriyorum. | Open Subtitles | أنا أتخذ قرارات تؤثر على حياه المئات كل يوم أو الألاف |
| Genellikle garaj satışlarından aldığım şeylerin üstünde yazan şeylere dayanarak büyük hayat seçimler yapmam. | Open Subtitles | عادةً لا أتخذ قرارات مصيرية بناء علىعباراتمطبوعة.. فوق منتجات اشتريتها من سوق للأغراض المستعملة، لكنأيهاالصبيان.. |
| Ve bazen o an gözüme doğru görünen ama geçmişe dönüp baktığımda oldukça zalimce görünen seçimler yapıyorum. | Open Subtitles | وأحياناً أتخذ قرارات تبدو لي الأمر الصائب بوقتها ,لكن بعد ذلك l.بالنظر للوراء أراها بالحقيقة نوعاً من الحقارة |
| Ama ben de çok zor kararlar verdim. | Open Subtitles | لكن عليّ فعلاً أن أتخذ قرارات صعبة للغاية |
| Seni kasten incitmek için kararlar almıyorum ben. | Open Subtitles | إنّني لا أتخذ قرارات لإيذائكِ بشكل مُتعمّد. |
| - İyi kararlar veremiyorum. - Evet veriyorsun. | Open Subtitles | لا أتخذ قرارات جيدة نعم أنتي تفعلين |
| Mükemmel kararlar verdiğim apaçık ortada. | Open Subtitles | من الواضح أنني أتخذ قرارات ممتازة. |
| Korkunç kararlar vermişliğim var. | Open Subtitles | أنا أتخذ قرارات خاطئة |
| Berbat kararlar veriyorum. | Open Subtitles | أنا أتخذ قرارات فظيعة |
| Jordan, her gün ciddi sonuçlar doğuracak kararlar vermek zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | (جوردن) أنا تقريباً في كلِّ يوم عمل أضطر أن أتخذ قرارات... الّتي تجعل (سلي مان) شخصياً... |
| En son koyduğum tarihte, solcu, feminist üvey anneme karşı duyduğum korkuyu son erdireceğim dedim ve o gün bugün! (Gülüşmeler) Şu an o da izliyor (Gülüşmeler) Her neyse, gerçekten sürekli kendimi nasıl hatırlamak istediğime dair kararlar veriyorum ve verdiğim kararlar arasında en önemlileri de bunlar oluyor. | TED | و كان الموعد الأخير الذي وضعته لهدف ما هو أنني قلت سأنهي مخاوفي من حماتي اليسارية الداعمة للنسوية وهذا اليوم هو موعد الإنهاء (ضحك) إنها تشاهد (ضحك) على أي حال فأنا أتخذ قرارات طوال الوقت عن الكيفية التي أريد أن أتذكر بها نفسي ويعد هذا من أهم أنواع القرارات التي أتخذها |
| Korktuğum zaman kötü seçimler yaparım. | Open Subtitles | عندما يتملّكني الخوف أتخذ قرارات خاطئة |
| Çünkü çok kötü seçimler yapıyorum. Bu doğru değil. | Open Subtitles | لأننى أتخذ قرارات خاطئة |