Odadaki bir sinek olduğunu fark ettim. Onu sevmemi istiyordu. Ben de onu sevdim. | Open Subtitles | أدركت أنّها كانت ذبابة في الغرفة، ولقد أرادتني أن أحبَّ الصوت، ولقد أحببته. |
Ve bir gece vardı... Önemli bir gece olduğunu fark ettiğim bir gece. | Open Subtitles | ...وكان ثمة ليلة واحدة ليلة واحدة أدركت أنّها ليلة مهمة |
Maalesef, Colin'in senin suçlu olduğun şeyi yapmaktan serbest kaldığını keşfetmeye çok yakın olduğunu fark ettin. | Open Subtitles | لسوء الحظ ، أدركت أنّها كانت قريبة من معرفة أن (كولن) سُجـن لعمل شيء أنت كنت مذنب به |
Ama sonra fark ettim ki bunlar altından değil, pirinçtenmiş. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك أدركت أنّها ليست من الذهب، و إنّما من النحاس. |
Sonra fark ettim ki her şey burada başladı. İlk defa burada elim kana bulandı. | Open Subtitles | ثم أدركت أنّها كانت البداية، كانت أوَّل مرّة تُلطّخ يداي بالدم. |
Wyndham'ın ofisinde faka bastığı kızla aynı kız olduğunu fark edince motele kadar takip ettin ve öldürdün. | Open Subtitles | بمُجرّد أن أدركت أنّها نفس الفتاة التي قبض عليها (ويندهام) تتطفل، قمت أنت بتتبّعها إلى النزل ومِن ثمّ قتلتها. |
Sonra fark ettim ki her şey burada başladı. İlk defa burada elim kana bulandı. | Open Subtitles | ثم أدركت أنّها كانت البداية، كانت أوَّل مرّة تُلطّخ يداي بالدم. |
Sonra fark ettim ki her şey burada başladı. İlk defa burada elim kana bulandı. | Open Subtitles | ثم أدركت أنّها كانت البداية، كانت أوَّل مرّة تُلطّخ يداي بالدم. |