| Bir yararı olur mu bilmiyorum... ama sana şunu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان ذلك سيساعد ولكننى أريد قول ذلك لك |
| Bir yararı olur mu bilmiyorum... ama sana şunu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان ذلك سيساعد ولكننى أريد قول ذلك لك |
| Eğer sakıncası yoksa, lityum hakkında bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد قول شيء واحد عن الليثيوم، إن كنتِ لا تمانعين. |
| Söylememem gereken birşey söylemek istemiyorum. | Open Subtitles | لأني لا أريد قول شيء لا يتوجّب عليّ قوله |
| O yüzden her ihtimale karşı pek bir şey söylemek istemiyorum. Halletmen gereken bir iş var, tamam mı? | Open Subtitles | ولا أريد قول الكثير للاحتياط فقط هناك شيء واحد عليك تسويته |
| İyi şanslar demek istiyorum ama doğru mu onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أريد قول حظٌ سعيد, لكنني لا أعلم لو كان ذلك صحيحاً, لا أعلم. |
| ve yine doğa için bir kaç söz söylemek istiyorum çünkü, son bir kaç gündür doğa hakkında pek konuşamadık. | TED | وأنا أريد قول كلمة للطبيعة لأننا لم نتكلم عنها بما يكفي في الأيام الماضية |
| Toprak, arılar, bitkiler ve hayvanlar için bir kaç şey söylemek istiyorum. Ve size bir araçtan, bulduğun çok basit bir araçtan söz etmek istiyorum. | TED | أريد قول كلمة للتربة والنحل والنباتات والحيوانات وأقول لكم عن أداة، أداة بسيطة جدا قد وجدتها |
| Bir kıza bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد قول شيء الى الفتاة اللتي اتصلت من كلية سملا |
| Pekâlâ, eğer uygunsa ben bir şeyler söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسنا، إذاً أريد قول شيء إن لم يكن لديكم مانع |
| Ve bak, annenle olan bu durum kontrolden çıktı, ama bunu başlattığım için üzgün olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | واسمع, أعرف بشأن ما بينك وأمك تتحكم بحياتك لكنني أريد قول أنا آسف لأني بدأت الامر إنه كان مزعجاً |
| Bir şey söylemek istiyorum. Bu dövüşe katılmayı sadece şiddeti durdurmak istediğim için kabul ettim. | Open Subtitles | أريد قول شيئ واحد ، لم أوافق على هذه المضاربة إلا من أجل إيقاف العنف |
| Sana birşey söylemek istiyorum bebeğim.. ..ve bunu söylemenin belli bir zamanı yok. | Open Subtitles | أنظري، أريد قول شيئاً ما لكِ عزيزتي و لا يوجد هناك وقت مناسب أبداً لقوله |
| Oturmadan evvel çocuklarım hakkında bir iki bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | قبل جلوسي، أريد قول بضعة كلمات حول أولادي |
| Çok ciddi bir şey söylemek istiyorum ve bunu yapabilmemin mümkün olabilmesi için söyleyeceklerimi İngilizce dilinde ifade edemem. | Open Subtitles | أريد قول شيء جدي جداً الأن ولكي أستطع القيام بذلك لا يجب أن أقوله باللغة الأنجليزية |
| Başlamadan önce, üşüttüğümü söylemek istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن أبدأ، أريد قول بأنّني عندي برد. |
| Hiçbir şey değil. Bir şey söylemek istemiyorum. Söyleyecek ilginç bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا شيء، لا أريد قول شيء ليس لدي أمر مثير للاهتمام لأقوله |
| söylemek istemiyorum, yapmak istiyorum. Gel hadi. | Open Subtitles | لا أريد قول ذلك أريد أن أفعلها. |
| Bunu söylemek istemiyorum ama ben büyümeye başladıkça annem de yaşlanıyor. | Open Subtitles | لا أريد قول ذلك, لكني بدأت انضج |
| Bilemiyorum, yabancılara günaydın demek istiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم , أنا أريد قول الوداع للغرباء |
| Eğer durma noktasına gelirseniz birkaç şey söylemek isterim. | Open Subtitles | عندما يتوقف كلاكما عن هذا، أريد قول كلمة |
| Fikrini değiştirecek bir şey söylemek istemem çünkü söylediklerin hoşuma gitti. | Open Subtitles | أعني بأني لا أريد قول شيئاً يغير رأيك لأنني أحببت ماقلتيه |
| Bu acı verici ama artık müşterilere "Yine bekleriz." demek istemiyorum. | Open Subtitles | هذا موجع، لكني لا أريد قول "عودوا مجدّدا" للزبائن |