| Lütfen,dayanamıyorum artık. | Open Subtitles | أرجوك، لم أعد أستطيع تحمّل هذا، لنذهب فحسب، حالا. |
| Artık dayanamıyorum, dayanamıyorum. Onu görüp duruyorum, Herb. Onu görüp duruyorum. | Open Subtitles | إنني لا أستطيع تحمّل الأمر , إنها لا تبارح مخيلتي إن الماضي لا يفارق مخيلتي إنه يصرخ و يهزم مقاومتي باستمرار |
| Aç şu kapıyı. Bu saçmalığa daha fazla dayanamayacağım. | Open Subtitles | .افتحي ذلك الباب .لا أستطيع تحمّل هذا الهراء أكثر من ذلك |
| Çok canlısın. Daha canlı olmana dayanamam. | Open Subtitles | أنت نشيطة للغاية، لا أستطيع تحمّل المزيد من الانتعاش. |
| Sanırım ufaktan Jerry'i kabul edebilirim, eğer bu bana daha çok Elaine sağlayacaksa. | Open Subtitles | أظنني أستطيع تحمّل القليل من جيري إن جلب لي الكثير من إلين. |
| Bunu kaldıramam artı akşam yemekleri, ne bileyim bir sürü şey pat diye. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل هذا. بالإضافة إلى ذلك، لديّ العشاء ، ولديّ زيارتهما الإضافيّة |
| Ve bunu tekrar yaşamaya katlanamam. | Open Subtitles | ولا أستطيع تحمّل ذلك مرّة أخرى. |
| Bunu göze alamam, CEO'luk için aday gösteriliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل زلة لسان فأنا الرئيس التنفيذي |
| Onun sorumsuzluğuna daha fazla katlanamıyorum artık. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل أفعاله الغير مسؤولة بعد الآن |
| Daha fazla dayanamıyorum. dayanamıyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل الأمر بعد الآن , إنني آسفة |
| Üstünlük taslamalarına dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل أسلوبهم الدكتاتوري |
| Ben taksiyle döneceğim. Daha fazla dayanamıyorum. | Open Subtitles | سآخذ سيارة أجرة، لا أستطيع تحمّل المزيد |
| Anne, acele et! Kokuya dayanamıyorum! | Open Subtitles | أمي، أسرعي، لا أستطيع تحمّل الرائحة |
| Bu bakışlarına dayanamayacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل رؤيتكِ لي بهذه الطريقة |
| Hayır, daha fazla dayanamayacağım. | Open Subtitles | لا، لا أستطيع تحمّل ذلك. |
| Daha fazla dayanamayacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل المزيد. |
| Böyle kaybetmeye dayanamam. Özel ajan Rock yıldızı benim davamdayken olmaz. | Open Subtitles | "لا أستطيع تحمّل فقدان صوابي هكذا، ليس بوجود العميل النجم بقضيّتي" |
| Dürüst olmak gerekirse sensiz pazartesiye kadar bile dayanamam. | Open Subtitles | أنا حتى لست متأكدة ان كنت أستطيع تحمّل غيابك نهار الأثنين |
| Kaybetmeyi, sinsiliği ve alay edilmeyi kabul edebilirim. | Open Subtitles | اسمع، أستطيع تحمّل الخسارة والتّحديق والسّخرية |
| Evet, sanırım bunu kabul edebilirim. | Open Subtitles | نعم، أعتقد أنني أستطيع تحمّل ذلك |
| Bak, bir şeyler çalarken yakalanırsan işimi kaybederim ve kovulmayı kaldıramam. | Open Subtitles | انظري، إن قُبض عليكِ بالسرقة سأفقد عملي ولا أستطيع تحمّل الطرد |
| Senin bir hayvana dönüştüğünü görmeye katlanamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل رؤيتكَ تتحوّل إلى وحش |
| Seni şimdi kaybetmeyi göze alamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل التفكير في فقدانكَ الآن |
| Daha fazla katlanamıyorum, bitir şunu! | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل هذا بعد الآن إجعله يتوقف! |
| Bırak açsın. Parasını karşılayabilirim. | Open Subtitles | فليفعل ذلك، أستطيع تحمّل مصاريف ذلك |