Fakat sizden, gizliliğime müsaade etmenizle alakalı bir şey istiyorum. | Open Subtitles | ولكنني أطلب شيء واحد أن يكون هذا في السر |
Ama başarırsam karşılığında tek şey istiyorum. Çocuğunuzun göbek adını ben koyayım. | Open Subtitles | لو نجحت ، أنا أطلب شيء واحد في المقابل دعني أختار إسم طفلك الأوسط |
Öyle bir şey istemiyorum. Ama Spartacus'ün beni nerede tuttuğunu bildiren bir mesaj iletebilirsin. | Open Subtitles | لا أطلب شيء كهذا، فقط أن تحمل رسالة توضح أين يمسك بيّ (سبارتاكوس) |
Başka bir şey istemiyorum. | Open Subtitles | لا أطلب شيء آخر |
O yüzden, başka bir şey sipariş et, onu ağzına tık ve kahrolası hayatına devam et. | Open Subtitles | إذاً، أطلب شيء آخر، وضعة في فطيرتك. وتابع حياتك السيئة. |
Sadece tek bir şey istiyorum ben. Omuzlarındaki yükün yarısını. | Open Subtitles | أطلب شيء واحد فقط، نصف ما عليك حمله. |
- Hiçbir şey istemiyorum. | Open Subtitles | لا أطلب شيء |
Öğle yemeğimiz çok hoşuma gitti aslında bir şey sipariş etmemiş olsam da. | Open Subtitles | لقد استمتعت جداً بالغداء على الرغم أنني لم أطلب شيء في الواقع. |
Hayır, internetten hiçbir şey sipariş edemem çünkü bu ağacı internetten sipariş ettim, gelen şeye bak! | Open Subtitles | {\pos(195,220)}كلاّ، لا أستطيع أن أطلب شيء من الأنترنت لقد طلبت الشجرة من الأنترنت وهذا ما حصلت عليه |