| Şilin Cuma. Bak. Farklı bir tepki göstermem gerektiğini kabul ediyorum. | Open Subtitles | انظري أنا أعترف أن ردة فعلي كان يجب أن تكون مختلفة | 
| kabul ediyorum, tasmanın görünüşü beni heyecanlandırırdı, ama sadece senin hiç dokunmadığın şeyleri koklayacağım anlamına geldiği için... (Kahkahalar) | TED | أعترف أن رؤية السلسلة تثيرنى، فقط لأنها كانت تعنى أننى على وشك شم أشياء لم تلمسها قط. | 
| Tiyatroda bir tuhaflık faktörünün olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | أعترف أن هناك عناصر هوجاء موجودة في المسرح. | 
| Burnumu hep ait olmadığı yerlere sokarım ve Kabul etmeliyim ki bu kargaşa biraz da benim suçum sayılır. | Open Subtitles | أنا دائماً أقحم نفسى بما لا يخصنى وكنتيجة لهذا، أعترف أن هذا الإلتباس هو خطأي، نوعاً ما | 
| Kabul etmeliyim ki, kulağa ilginç geliyor. Ama diğer yandan, sen şeytani bir ölüm makinesisin, o yüzden, hayır. Benden pas. | Open Subtitles | يجب أن أعترف أن العرض مُغرى، ولكنكِ مُجرد ألة قاتلة، لذا لا أوافق | 
| Bana acı veriyor olsa da itiraf etmeliyim ki sorunları daha yeni başladı. | Open Subtitles | , وما يؤلمنى . يجب أن أعترف أن مشاكلهم كانت قد بدأت لتوها | 
| Hâlâ uyanıp Kyle Calloway'in edepsiz oyunlar için bir bahane olduğunu itiraf etmemi umut ediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ما زلت تأمل أنني سأستيقظ و أن أعترف أن كايل كالواي هو مجرد عذر تافه لأجري مغامرت قذرة أليس كذلك؟ | 
| Sebep ve kasıt olabileceğine dair kuvvetli şüpheler olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | أعترف أن هناك شكوك قوية حول الدافع والنية. | 
| Tamam, kabul ediyorum, aptalca bir hareketti. | Open Subtitles | أنظري , أعترف أن ذلك كان تصرف غبي حسناً ؟ | 
| Yine de çıkarımının doğru olabileceğini kabul ediyorum. | Open Subtitles | أعترف أن الإحتمالات تدعم إستنتاجك مرة أخرى | 
| Bunun kulağa tuhaf geldiğini kabul ediyorum ama uzay bilimcilere göre bu piyangoyu kazanmak gibi bir şey. | Open Subtitles | . أعترف أن هذا قد يبدو غريباً لكن بالنسبه لعلماء الكونيات . كأنه الفوز باليانصيب | 
| Bunun anlaşılması zor bir düşünce olduğunu kabul ediyorum. Bu yüzden basit bir örnekle açıklayalım. | Open Subtitles | , أنا أعترف أن هذا مفهوم يصعب إدراكه لذلك دعونا نأخذ مثالاً بسيطاً | 
| Pekâlâ, Chuck'ın değiştiğini kabul ediyorum, ama bu Louis'le ilgili ve beni bir daha kaybetmeyeceğine dair ona söz verene kadar ya da parmaklarım elit haline yeniden kavuşana kadar bu daireden ayrılmıyoruz. | Open Subtitles | حسناً, أنا أعترف أن تشاك تغير, لكن هذا يخص لوي, وحتى أستطيع أن أعده بأنه لن يخسرني, | 
| Elde tutma süresi sona ermeden asla hesap yapmamalısın ama Kabul etmeliyim ki bu harika bir his. | Open Subtitles | لا يمكنك جزم الأمر إلى أن ينتهي لكن عليّ أن أعترف أن الشعور رائع | 
| Kabul etmeliyim ki, panosundaki ipuçları meyvelerini veriyor galiba. | Open Subtitles | على أن أعترف أن هذه الأدلة على لوحه... يبدو أنها تشير لإتجاه ما فعلاً | 
| Kabul etmeliyim ki sen Raven'i açtıktan sonra işler biraz azaldı. | Open Subtitles | أعترف أن عملي تأثر قليلاً منذ أن فتحت أنت "ريفين" | 
| New York'a bir sürü kaynak aktardık ama Kabul etmeliyim ki Manhattan'da işler pek iyi gitmedi. | Open Subtitles | لقد أنزلنا الكثير من الموارد الى "نيويورك" لكني أعترف أن الأمور خرجت عن السيطرة هناك في "منهاتن" | 
| - Kabul etmeliyim ki şüpheli bir durum. | Open Subtitles | أعترف أن كل هذا يبدو غريباً | 
| İtiraf etmeliyim ki, gözlerim perdede hep seni arıyordu. | Open Subtitles | حسناً، أنا يجب أن أعترف أن عيني كانت تذهب إليك دائماً على الشاشه | 
| Ama, itiraf etmeliyim ki, bütün gün boyunca _BAR_bir masa başında... pineklemekten çok sıkıImıştım. | Open Subtitles | ولكن عليّ أن أعترف أن ذلك أصابني بملل شديد جالساً وراء مكتبي من الغسق إلى الشفق | 
| İtiraf etmeliyim ki, kusursuz patronu, kusursuz babayı ya da anneyi ya da kusursuz giysiyi istemek çok güzel. | Open Subtitles | أعترف أن تمني المديرة المثالية مغر أو الأب المثالي الثوب المثالي | 
| Hayır. Bu anlaşmanın bir parçası değildi. Biliyorum, bunun münasebetsiz olduğunu itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | ـ كلا، هذا لم يكن جزءً من الصفقة ـ آسف، أعترف أن هذا غير مريح |