| Zengin olmanın En iyi kısmı bu olmalı sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | يجب أن يكون هذا أفضل جزء من الغنى هل تظن ذلك؟ ما هذا؟ |
| En iyi kısmı, onu soğutucunun içinden su tabancalarıyla ıslatmamızdı. | Open Subtitles | أفضل جزء كان عندما رششناه بأسلحة الماء الموجودة في المبرد |
| en güzel yanı, artık adres vermek zorunda kalmayacak olmam. | Open Subtitles | أفضل جزء أولِ أنا لَنْ يَكونَ عِنْدي لإعْطاء عنوانِي ثانيةً. |
| Ama bu parçaların en iyi tarafı şudur ki biz bunları bir oyuncak mağazasından satın aldık. | TED | ولكن أفضل جزء عن هذه المكونات هو أننا قمنا بشرائهم من متجر للألعاب. |
| Ancak en iyi yanı, çiftçilerin bunu da satın almaya başlamasıydı. | TED | لكن أفضل جزء هو أن المزارعين أيضاً بدأوا في شراء هذا في الواقع. |
| en güzel kısmı da ne biliyor musun her parçası bir unutulmaz anımızı hatırlatıyor evlendiğimizden bu yana ah, canım | Open Subtitles | إنها ذهب أبيض إنها مثل الذهب الحقيقي ولكنها بيضاء وايضاً ,تعلمين أفضل جزء منها هو |
| Hepsi bu kadar da değil, En iyi bölüm, | Open Subtitles | أفضل جزء هو أن أيا من هذه انها تكلف لكم المائة. |
| Tamam ama en iyi bölümü ne biliyor musun? | Open Subtitles | حسنا, لكن اتعرف ما أفضل جزء حول هذا الامر برمته؟ |
| Birkaç sayı alalım! En iyi kısmını biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما هو أفضل جزء أنا يمكن أن أتغلب عليها لأنني مشجع للجوارب الحمراء |
| En iyi kısmı da, işimi bitirdiğimde iyileşirsin ve tekrar ağzını burnunu kırabilirim! | Open Subtitles | أفضل جزء هو حينما أفرغ من ضربك فتشفى وأعيد الكرّة بارحاً إيّاك ضرباً. |
| Belki de En iyi kısmı sağlık konusunda geliyor olanlar. | TED | والأحرى بأن أفضل جزء من هذا هو ما يأتي سريعاً في الصحة. |
| En iyi kısmı bu. Bundan daha eğlenceli ne olabilir ki? | Open Subtitles | هذا أفضل جزء ما الذي تراه أكثر متعة من هذا؟ |
| Masalın En iyi kısmı bu ve yakın zamanda ayrılacağın için nasıl sonlandığını hayatın boyunca merak ederek geçirmeni istemem. | Open Subtitles | هذا أفضل جزء في القصة وحيث أنكِ سترحلين قريباً فأنا لا أحب أن تقضي حياتكِ كلها تتساءلين كيف انتهت |
| Dostum, En iyi kısmı şortunu sıktığın elinle tokalaşmandı. | Open Subtitles | مصور : المتأنق , أفضل جزء حول هذا الموضوع هي التي تقوم بها عصره , ثم انه هز يدك. |
| Geçen yıl yaralanana kadar inşaat sektöründeymiş ve En iyi kısmı geliyor,.. | Open Subtitles | كان في البناء حتى أوصيب في العمل السنة الماضية، --وهنا أفضل جزء |
| Bu işin en güzel yanı nedir biliyor musun, insanların hayatlarını öğrenmek. | Open Subtitles | متأكد، أنا أعمل. ذلك أفضل جزء الشغل، تعرف تعلم حول حياة الناس |
| en güzel yanı ise öldükten sonra cennette tekrar doğacak olmam. | Open Subtitles | أفضل جزء في ذلك عندما أموت ساخلق من جديد في الجنة |
| "Şifalı deniz ürünleri"nin en iyi tarafı midye kabuğunda, Tabsco sosu ve limon ile birlikte sunulmasıdır. | TED | إن أفضل جزء لأطعمة البحار التصالحية هي أنها تأتي مع نصف قوقعة مع قارورة من تاباسكو وأسافين الليمون. |
| İşimin en iyi yanı... imkansız hayallerin gerçek olması. | Open Subtitles | أفضل جزء في عملي، مشاهدة الأحلام المستحيلة تصبح حقيقة |
| Çocuklarımı çok seviyorum ama buraya gelmek günümün en güzel kısmı. | Open Subtitles | الأطفال، يحفظهم الله... لكن القدوم هنا كان أفضل جزء من يومي |
| En iyi bölüm sizi y.rağı tüten ibneler, göz kapaklarınızın kesilmesi olacak, böylece size yaptıklarımı görmek zorunda kalacaksınız, evet. | Open Subtitles | أفضل جزء هو أنه سوف تقطع جفونكم من مكانها أيها المخنثين يا مدخني القضيب كي تضطرون لرؤيتي و أنا أفعلها بكم, أجل |
| Matt. Dostum en iyi bölümü kaçırıyorsun. | Open Subtitles | مات، مات يا رجل، لقد فقدت أفضل جزء |
| Birkaç sayı alalım! En iyi kısmını biliyor musun? Onu unutabilirim çünkü ben bir Red Sox fanatiğiyim. | Open Subtitles | أتعرف ما هو أفضل جزء أنا يمكن أن أتغلب عليها لأنني مشجع للجوارب الحمراء |
| Doğalgazın çarı, Kobalt kralı, vatanımız Rusya'nın en güzel yerini temsil ediyor. | Open Subtitles | ملك الكوبالت ، الذي يمثل أفضل جزء من وطننا الحبيب، |
| Glee kulübünün En güzel tarafı herkesin kendini yıldız gibi hissedebilmesidir. | Open Subtitles | أفضل جزء في نادي الغناء كل واحد يستطيع أن يصبح نجم. |
| En iyi yerime, En iyi yeri. | Open Subtitles | أفضل جزء بها مقابل أفضل جزء بى |