| Yapılacak en iyi şey budur. İnsan her yerde insandır. | Open Subtitles | أفضل شئ على المدى البعيد الناس هم الناس أينما ذهبت |
| Şu an ikimiz için de en iyi şey buradan uzaklaşmak. | Open Subtitles | لكن الآن أفضل شئ لكلينا هو أن نكون بعيدا عن هنا |
| Şu an yapabileceğin en iyi şey, nefes almak derinden böyle... | Open Subtitles | أفضل شئ تعملينه الآن هو أن تتنفسي جيدا فقط جربي .. |
| Sanırım anahtarları arabamda unutmam uzun zamandır başıma gelen en iyi şeydi. | Open Subtitles | أعتقد أن إغلاق السيارة وبداخلها مفاتيحي هو أفضل شئ حدث لي منذ مدة طويلة |
| Bu harika! Başına gelebilecek en güzel şey. Kız kim? | Open Subtitles | هذا رائع ، إنه أفضل شئ يمكن حدوثه ، من هى الفتاة ؟ |
| Bu resim şimdiye dek yaptıklarımın en iyisi ve bitirmeye kararlıyım. | Open Subtitles | هذه اللوحه هى أفضل شئ فعلته وأنا قررت أن أنتهى منها |
| Belki de yapabileceğim en iyi şey onu aramak ve benimle konuşmasını sağlamaktır. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شئ يمكننى عمله هو الاتصال به ومحاوله جعله يتحدث معى |
| Şu an için yapabileceğin en iyi şey okuluna geri dönmek. | Open Subtitles | لكن حالياً، أفضل شئ يمكنكما فعله هو أن تعودا إلى المدرسة |
| Şu anda yapabileceğimiz en iyi şey onları buradan götürmek. | Open Subtitles | أفضل شئ يمكننا فعله هو أن نخرجهم من هذا المكان |
| Ama şimdi sanırım en iyi şey kocamın yanında olmak, tamam mı? | Open Subtitles | لكن الآن ، أعتقد أن أفضل شئ هو الإلتصاق بجانب زوجى |
| Çünkü yaptığımın senin için en iyi şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف أن الذي سأفعله أنه أفضل شئ لك |
| Yapılacak en iyi şey, evlerinde kalmaları. | Open Subtitles | أفضل شئ للوقت الحالي أن يبقوا في بيوتهم حسنا سيدي. |
| Bu şimdiye kadar kendi başıma yaptığım en iyi şey olacak. | Open Subtitles | هذا ربما سيكون أفضل شئ أفعله في حياتي لنفسي |
| Ama yapabileceğiniz en iyi şey, evinize gitmek. | Open Subtitles | ولكن أفضل شئ يمكنك لعمله لابنتك الان هو الرجوع الى المنزل |
| Şu anda yapabileceğim en iyi şey ortadan kaybolmak sanırım. | Open Subtitles | . أعتقد أفضل شئ يمكن أن أفعله الآن هو أن أختفى |
| Üzgünüm şu an önerebileceğim en iyi şey bu. | Open Subtitles | أنا آسف, هذا أفضل شئ يمكن أن أقدمه لك في هذه اللحظة |
| Başıma gelen en iyi şeydi. | Open Subtitles | هذا أفضل شئ حدث لى فى حياتى |
| Tanısaydın, şirketinin başına gelen en güzel şey olduğunu anlardın. | Open Subtitles | ولو فعلت , كان عليك ان تعرف انها أفضل شئ حدث فى شركتك |
| Ayrı kalmanın bazen en iyisi olduğunu, söylediğin zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | كما تعرف عندما يكون الانسان بمفرده يكون هذا أفضل شئ ؟ |
| Bu bebek, hayatımızın en güzel şeyi olacak. | Open Subtitles | هذا الطفل سيكون أفضل شئ قد حدث لنا |
| - Biliyorum, Hesperus'un enkazı gibi. Endişelenme Wes, otel sahibi olmanın en iyi yanı, bol miktarda odan olmasıdır. | Open Subtitles | لاتقلق, أفضل شئ أن يكون لديك فندق ذات أماكن كثيرة |
| Bu gece sizin için en iyi şeyin kapıları kilitleyip odanızda kalmanız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أن أفضل شئ تفعلينه الليله أن تمكثى فى غرفتك و توصدى الباب |
| Oğlumu benden aldıklarından beri başıma gelen en iyi şeysin. | Open Subtitles | أنت أفضل شئ حدث لي... منذ أن ذهب ابني, وأنا فقط... |
| Şu son iki sene içerisinde başıma gelen en güzel şeysin diyebilirim. | Open Subtitles | أنتِ.. أول أفضل شئ ظهر في حياتي منذ عامين |