Bak, söyledim sana. Sana dedim. Bir tek sen varsın! | Open Subtitles | انتظري , لقد اخبرتكي أنتِ الوحيدة , الوحيدة |
Olan biten onca şeyden sonra bana iyi davranan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | هل تعرفين أنه بعد كل الذي قيل و فعل أنتِ الوحيدة التي هي طيبة معي |
Şu anda güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | في الواقع أنتِ الوحيدة التي يمكنني الوثوق بها |
Bu yüzden bu işi benim için yapabileceğine güvendiğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | لهذا أنتِ الوحيدة التى يمكننى الوثوق بها لتفعل هذا لى |
Büyüyü yapabilecek sadece sen varsın. O yüzden sana zarar veremem. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة القادرة على إجراء التعويذة، لذا لا يمكنني إيذاؤك |
Beni ancak sen kurtarabilirsin. Sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التى يمكنها إنقاذى أنا فى حاجة إليك |
En güçlümüz sensin. Aramızdan dışarıda yaşama şansı olan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي كانت لديها فرصة للعيش من قبل |
Aramızdan dışarıda yaşama şansı olan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي كانت لديها فرصة للعيش من قبل |
Bir tek sen varsın, kim aldı o zaman yani onu benim mi kaybettiğimi söylüyorsun? | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي مسكته إذن أنتَ تقول أني من فقده؟ |
Bu konuyu konuşabileceğim bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة الّتي أستطيعُ التكلّم معها حول الموضوع. |
Bu evdeki kızlar arasında, büyü bazında bir kuruş değeri olan tek sen varsın. | Open Subtitles | من بين كل فتيات المنزل أنتِ الوحيدة التي تستحق شيء تافه، بمنطق السحر. |
Güvenebileceğim bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي أستطيع . الوثوق بها |
Sabit sürücüden dosyaları alabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي يمكنها انتزاع البيانات من هذا الهارد |
Kendini seçmememi istemeyen tek kişi sensin. Beni ya seçeceksin ya da seçmeyeceksin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لم تطلب مني ألا أضعها في اللائحة إما أن تختارني أو لا تختارني |
Ona bu kadar çabuk ulaşacak tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التى يمكنها الوصول إليها بسرعة |
Bu kadar zamanı açıklayamayan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لا تعرف المدة التي قضتها هنا |
Kendimi kaybedersem, beni durdurabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | , لكن لو فقدت السيطرة أنتِ الوحيدة القادرة على الاقتراب مني و ايقافي |
Barınağa en hızlı gidebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لها السرعة الكافية لتعود للمحمية |
Miles, bugün bu videoyu bitirmeliyim, Müdür Fisher'a hoşçakal demeyen sadece sen varsın. | Open Subtitles | مايل ، أنتِ الوحيدة التي لم تصور فيديو لتقولي وداعاً للرئيسِ (فيشر) |
Murphy, benim için sadece sen varsın. Bunu biliyoırsun. | Open Subtitles | (أنتِ الوحيدة بالنسبة لي يا (ميرفي تعرفين ذلك |
Ona karşı duruş sergileyen sadece sen varsın. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي وقفتِ أمامه |
Onu ancak sen bulabilirsin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة القادرة على إيجاده |
Daha iyisini yapacağıma beni inandıran tek kişi sendin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي جعلتني أعتقـد أن بإمكـاني أن أصبح أفضل. |