| Şimdi her şeye dokunmadan önce bu sıcak mı diye sormak zorunda değilsin. | Open Subtitles | الأن أنت لست مضطر لسؤالي. إذا كان كل شيء ساخن قبل أن تسألني. |
| İstemiyorsan Cliffside'a gitmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مضطر للذهاب لكلف سايد إذا لم ترغب في ذلك |
| Onu dinlemek zorunda değilsin, ahbap. | Open Subtitles | أنت لست مضطر أن تقبل هذا منه، يا رفيق |
| Tamam. O kadar alçakgönüllü olmana gerek yok. | Open Subtitles | حسناً ، أنت لست مضطر أن تكون متواضع جداً |
| Artık beni takip etmene gerek yok. | Open Subtitles | الآن أنت لست مضطر إلى مُلاحقتى من بعيد |
| Artık takip etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | الآن أنت لست مضطر إلى مُلاحقتى من بعيد |
| Gitmek zorunda değilsin Lester. Zorundayım. | Open Subtitles | أوه، أنت لست مضطر للمغادرة يا ليستر. |
| Söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مضطر لإخباري |
| - Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مضطر أن تقوم بذلك |
| Bak Max, bu sezondan sonra beyzbol oynamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | (ماكس) أنت لست مضطر للعب كرة المضرب ، ليس بعد هذا الموسم |
| Kullanmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مضطر لإستعماله. |
| Yapmak zorunda değilsin, sorun değil. | Open Subtitles | ) أنت لست مضطر , لا بأس لن أغضب |
| - Mantık üstün gelecek. Şu an söylemenize gerek yok. | Open Subtitles | أنت لست مضطر لقولها الآن أنا فقط أشرحها |
| Bunu yapmana gerçekten gerek yok. | Open Subtitles | أنت لست مضطر أن تقوم بذلك |
| Bunu yapmana gerek yok. | Open Subtitles | أنت لست مضطر لفعل ذلك |
| Bana zarar vermene gerek yok. | Open Subtitles | أنت لست مضطر لتأذيني |
| Yapmanıza gerek yok ama şunu söylemeliyim ki hizmetli kadromuza katılma konusunda bu kadar tutkulu olan biriyle hiç karşılaştığımı sanmıyorum. | Open Subtitles | -لا لا لا أنت لست مضطر لفعل هذا لكن يجب أن أقول، أنا لا أعتقد أنني قابلت شخص.. هو عاطفي جداً حول الأنضمام الى موظفوننا الوصائيون |
| Hayır, hiçbir şeyi açıklamana gerek yok. | Open Subtitles | لا أنت لست مضطر لشرح اي شيء |