| Bu konuda espri yapabilirsin, ama sen ortadan kayboldun diye adamları bütün gece at sırtında gezdirmek zorunda değilim. | Open Subtitles | أنت يمكن أَن تنكّت حوله الآن، لكنك حصلت لنفسك على الخسارة وأنا أبقى الرجال خارجاً يركبون ظهورهم طوال الليل |
| Bundan iyisini yapabilirsin. Sandalye dolu mu? - Evet. | Open Subtitles | هيا يا ايرما,أنت يمكن أن تفعلى أفضل من هذا هل ذلك المقعد محجوز؟ |
| Biliyorsun, kendini biraz düzeltmeye çalışabilirsin. Gerçekten yapabilirsin. | Open Subtitles | أتعلم أنت يمكن أن تستعمل بعض التحسينات أنت حقاً تستطيع |
| Şimdi, istediğin her zaman benimle konuşabilirsin. | Open Subtitles | الآن، أنت يمكن أن تتكلّم معني أي وقت تريد. |
| İstediğin içkiyi alabilirsin, markası Corona olduğu sürece. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تأخذ أيّ تخمير تريد، طالما هي هالة. |
| İstediğin kadar konuş. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تناقش قوي كأنت تحبّ لكنّك تعرف وأنا أعرف وهم يعرفون |
| Uçan bir erkek peruğu yapabilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تجعل أي شعر مستعار الذي ذباب. |
| Bu iyi bir yalan peder. Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | انها كدبة جيدة أيها الأب أنت يمكن أن تفعلها |
| Orada yollarda, bildiğin işi yapabilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تكون هناك على الطريق، رجل، يعمل لعنةك. |
| Kafana koyduğun herşeyi yapabilirsin, adamım. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تفعل أى شئ قول رأيك إلى، يا رجل. |
| Bunlarla sörfte yaptığın sert dönüşü yapabilirsin. | Open Subtitles | بهذه، أنت يمكن أن تعمل نفس الأدوار الصعبة أنت تعمل على لوح تزلجك. |
| Sonra da istediğini yapabilirsin pizza alırsın, sinemaya gidersin... | Open Subtitles | وأنت وكارنبي يمكن أن يعلق أي وقت تريد. أنت يمكن أن تمسك بيتزا، إذهب إلى السينما. |
| Eğer tütünde yapabiliyorsan, herşeyde yapabilirsin. | Open Subtitles | إذا أنت يمكن أن تعمل في التبغ، أنت يمكن أن تعمل أي شئ. |
| Sevgiye ihtiyacı var, ilgilenmen gerek bunu sadece sen yapabilirsin. | Open Subtitles | تحتاج حبّا، من الضّروري أن تهتمّ بها وفقط أنت يمكن أن تعمل هذا |
| Bak, sen bekarsın. Bir kızla istediğini yapabilirsin, çünkü ertesi sabah gitmiş olursun. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تعمـل أي شيء تريده مع فتـاة لإنك من الصباح التالي أنت ذاهب |
| İstediğin yerde buluşurum seninle. Evime gelebilirsin. | Open Subtitles | سأقابلك في أي مكان تختاره أنت يمكن أن تأتي إلى بيتي، يا جون |
| Neyse, bana istediğin zaman cep telefonumdan ulaşabilirsin.... ...714-555-0146. | Open Subtitles | لكن على أية حال، أنت يمكن أن تصلني أي وقت على هاتفي الخلوي: 714-555-0146. |
| Ambar, İstediğin kadar burada kalabilirsin. | Open Subtitles | أمبار، أنت يمكن أن تبقى هنا طالما تحبّ |
| İstediğin kadar takılabilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تتدلّى خارجا قدر ما تريد |
| Lilian'ın güvenliğinden emin olduktan sonra istediğin gibi icabına bakabilirsin. | Open Subtitles | عندما ضمنّا ليليان، أنت يمكن أن تتخلّص منه... ... فيأيةحال تحبّ... |