| Elinden geleni yapacağını söyledi. Yapabildiği tek şey de bu. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيفعل ما بوسعه هذا كل ما سيمكنه عمله |
| yapacağını söyledi, ben de yapacağına inanıyorum! | Open Subtitles | . لقد قال انه سيفعلها ، أنا أؤمن أنه سيفعل |
| Rachel'ı yalnız bulursa ne yapacağını sanıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تعتقد أنه سيفعل إذا وجدها لوحدها مرة ثانية؟ |
| Ama biliyorum ki başın sıkışsa ve Akash'ın yardımı ve desteğine ihtiyaç duyarsan, elinden gelen her şeyi senin için yapacaktır. | Open Subtitles | لكن ما أعلمه جيدا أنه إذا كنتي في محنة وأردتي مساعدة أكاش فأنا متأكد أنه سيفعل مابوسعه من أجلك |
| Eğer bir yolunu bulursa çok geçmeden fazlasını yapacaktır. | Open Subtitles | إذا وجد أن بإمكانه فعل المزيد فيما بعد فأنا متأكدة أنه سيفعل |
| Sayn Başkan, Bay Lovelass'ın el ilanındaki ana rezalet yaşadığımız dünyadan daha makul, daha insancıl bir dünya yapabilmek için yapabileceği her şeyi yapacağına dair açık ifadelerini inkar etmesidir. | Open Subtitles | الجريمة الرئيسية فى عريضة السيد لافلاس يكمن فى إعترافه أنه سيفعل قدر ما يستطيعه لجعل العالم متعقلاً |
| Sana yapacağını söylemiştim. Oraya yeniden gidemem.. Hapse dönemem. | Open Subtitles | أخبرتك أنه سيفعل لا يمكنني ان أمر بهذا مجدداً, لا يمكن ان أحبس |
| Ne zaman saldıracağını bilmeyip sadece bunu yapacağını bilmenin korkusu. | Open Subtitles | لا تعلم متى سينقض عليك ولكنك تعلم أنه سيفعل |
| Böyle bir şeyi burada yapacağını sanmıyorum, okulda yapmaz. | Open Subtitles | حسناً ، لا أعتقد أنه سيفعل أي شيء هنا ، في المدرسة |
| Clay'e, kulübe zarar vermek için her şeyi yapacağını söylemiş. | Open Subtitles | لقد أخبر " كلاي " أنه سيفعل أي شيء لأذيتنا |
| Yani muhabirlere falan. Tekrar yapacağını söyledi. Eğer bir mesajı varsa ve bunu iletmek için beni kullanıyorsa bir şeyler söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | أعني مثل التقرير الصحفي أو ما شابه قال أنه سيفعل ذلك مجدداً وكأن لديه رساله يريدني أن أبلغها |
| O zaman Duvar'ı korumak için ne gerekiyorsa yapacağını da bilirsin. | Open Subtitles | إذن ستعرف أنه سيفعل أي شيء للدفاع عن الجدار |
| Para verince ne istersem yapacağını söyledi. | Open Subtitles | عندما أعطيتهُ المال قال أنه سيفعل أي شيءٍ لأجلي. |
| Onunla olan ilişkisini bitirmesini istedim o da yapacağını söyledi. | Open Subtitles | طلبت منه أن ينهي علاقته بها فقال أنه سيفعل |
| Ama bunun sebebi Rafael'in bu kadar aptalca bir şey yapacağını tahmin etmemesindendi. | Open Subtitles | لكن فقط لأنه لم يخطر لها قط أنه سيفعل شيئاً بذلك الغباء |
| Diğerlerini bulmamızı engellemek için her şeyi yapacaktır. | Open Subtitles | أراهن أنه سيفعل أي شييء ليتأكد من عدم عُثورنا علي البقية. |
| Ada için en iyi olanı yapacaktır. | Open Subtitles | أنه سيفعل ماهو الأفضل للجزيرة |
| Ayrıca babam bize bu sene doğum günümüz için büyük bir şey yapacağına söz verdi. | Open Subtitles | أنه سيفعل شيئا ضخما من أجل عيد ميلادنا هذا العام |