| Pekala yüzbaşı, görünüşe bakılırsa arazinizde bir silah sorununuz var. | Open Subtitles | حسنا يا كابتن.. يبدو أنه لديكِ مشكلة أسلحة في محميتك |
| Dahası senin bir kocan var, bari bunu bana bırak. | Open Subtitles | إلى جانب أنه لديكِ زوج . لذا أعطيني هذا فحسب |
| Biliyorum ki yapacak çok daha önemli işeriniz var. | Open Subtitles | أعلم أنه لديكِ أشياء أكثر أهمية للتعامل معها |
| Sanırım bana soracaklarınız var. | Open Subtitles | أفترض أنه لديكِ بعض الأسئلة لإلقائها علي |
| Çünkü biliyorum ki annenize ve konumuna sizin oldukça saygınız var ve böyle bir şeyin olmasını izin vermezsiniz. Pekala ajan. | Open Subtitles | لأني أعرف أنه لديكِ الكثير من الاحترام لوالدتك ولمنصبها لألّا تعدين الأمور تصل لهذه الدرجة |
| Seni bir süredir izliyorum ve sokak modasında başarılısın, ama kendine özgü bir tarzın var mı? | Open Subtitles | لقد لاحظت أنه يبدو عليك أنه لديكِ عاطفة طبيعية تجاه موضة الشوارع ألديكِ نمط أصيل؟ |
| Seni gözlemledim ve görünüşe göre sende doğal sokak modasına eğilim var ama... özgün bir stilin var mı? | Open Subtitles | لقد لاحظت أنه يبدو عليك أنه لديكِ عاطفة طبيعية تجاه موضة الشوارع ألديكِ نمط أصيل؟ |
| - İlgilenmen gereken çocuklar var sanıyordum. - Durum değişti. | Open Subtitles | ظننت أنه لديكِ أطفال عليك الاعتناء بهم الحال تغير |
| O zaman yeni bir arkadaşın var ve sarışın. | Open Subtitles | حسناً، تعلمين أنه لديكِ صديق جديد وهو أشقر. |
| Mükemmel bir hayatın var, değil mi? | Open Subtitles | أنه لديكِ أقْصَر حياةٍ مثالية، أليس كذلك؟ |
| Ama sürtük artık bir ruhun var. | Open Subtitles | لكنالسئفي الأمر... أنه لديكِ روح الآن ... |
| Tabi senin kendi köpek balığın var. | Open Subtitles | بإستثناء أنه لديكِ قرشكِ الخاص |
| Kontrolden çıktı. Görünüşe göre uğraşacak daha büyük işlerin var. | Open Subtitles | يبدو أنه لديكِ أسماك أكبر يجب قليها |
| Sen ve Bay "Teslim Oluyorum" un konuşacak çok şeyi var. | Open Subtitles | أظن أنه لديكِ وللسيد "أستسلم" الكثير لتتحدثون بشأنه، يا عزيزتي |
| Boş odanız var mı? | Open Subtitles | هل يصدف أنه لديكِ غرفة متوفرة ؟ |
| Sen güzel bir kadınsın ve anlıyorum seninde ihtiyaçların var. | Open Subtitles | و أتفهم أنه لديكِ رغبات |
| Sanırım, yeni şeylere karşı birazcık fazla hızlı ilerleme alışkanlığın var, Jill. Bana verebileceğin herhangi bir bilgi, son derece yararlı olabilir. | Open Subtitles | (أظن أنه لديكِ عادة المضي الى الاشياء الجديدة بإستعجال صغير يا (جل |
| Vay, gerçek bir deve toynağın var. | Open Subtitles | يبدو أنه لديكِ خف جمل حقيقي |
| Sende de var eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه لديكِ أيضاً |
| Belki potansiyelin var. | Open Subtitles | من الجيد أنه لديكِ الإمكانية |