| Teşekkürler Bay Chapman, Odie benim evcil hayvanım. | Open Subtitles | شكراً سيد شابمان ولكن أودي هو فقط حيواني الأليف |
| Odie'yi gördünüz mü diye sormak aradım. Onu bulamıyorum. | Open Subtitles | مرحبا أنا جون، أتصل لأسأل إذا كان أودي هناك |
| Odie'yi gördünüz mü diye soracaktım. kaçtı. | Open Subtitles | أنا جون، كنت أتصل لأرى إن كنت قد رأيت أودي أظن إنه قد ذهب بعيدا |
| Ve milyon dolarlık evle, Audi'yle ve düz ekran televizyonla rahatsın. | Open Subtitles | وأنت تعبر موافقة في منزل بملايين الدولارات أودي و تليفزيون بشاشة مستوية ؟ |
| Şuan tamamen Ford üzerineyiz. Ama Porsche ve Audi isim hakkı harika olurdu. | Open Subtitles | ونحن على وشك فتح محلات لسيارات الفورد بروش، أودي وفرانتشيز |
| Vera bu adamı tanımlarken bayağı inandırıcıydı ve Odi'yi tanımladı. | Open Subtitles | (فيرا) كانت مقنعة عندما وصفت هذا الشخص الذي يبدو تماما مثل (أودي) |
| - Kes şunu, Audie, tamam mı, lütfen? - Hayır, asıl sen kes. | Open Subtitles | يكفي ، أودي ، موافقة ، رجاءً ؟ |
| Yatağın için Odie'yi zalim dünyaya attın. | Open Subtitles | ولتفعل ذلك، ألقيت أودي خارجا في البرد، أيها العالم القاسي ؟ |
| Odie'yi dışarıda bıraktığını gördük. | Open Subtitles | لقد رأيتك كيف أغلقت على أودي في الخارج الليلة الماضية |
| Odie'ye çok şaşıracağına eminim, o senin için takla atacak. | Open Subtitles | أعلم أنكم سوق تنقلبوا لأجل أودي لأنه سينقلب لكم |
| Odie, sana salak, ve pis kokulu gelebilir. | Open Subtitles | بالنسبة لك .. أودي يمكن أن يكون أخرق، غبي، رائحته كريهة |
| Yoksa asla dönüşü olmayacak bir şekilde Odie'nin kemiği gibi gerçek dünyada bulursunuz kendinizi. | Open Subtitles | أَو سَتَنتهون في العالم الحقيقي بدون عودة، مثل عظمة أودي |
| Seni geri göndermenin kolay bir yolu olmalı Odie. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك طريق أسهل لإعادتك، أودي |
| Şu arkadaşın da Odie olmalı. | Open Subtitles | وصديقك الكلب هناك يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أودي |
| Hey Odie, gel bakalım bizimkiler bizsiz ne yapıyor. | Open Subtitles | هاي، أودي دعنا نرى ماذا يَعْمل الناس في الموطن الأصلي بشريطِنا |
| Evet, o zamanlar kırmızı bir Audi'm vardı. | Open Subtitles | نـعم , كنتُ أملك سيـارة أودي حمراء حيـنها |
| Sonunda istediğim o Audi kupeyi alabileceğim. | Open Subtitles | وأخيرا يمكن أن أحصل على أن أودي كوبيه لقد كنت تبحث في. |
| Brønshøj adındaki bir şirkette Audi A7 Quattro varmış. | Open Subtitles | شركة دهان سيارات في برونشوج إستقبلت سيارة أودي مشابهة للوصف |
| Ve VIP'yi kurtardıktan sonra kaçış arabası olarak Audi'yi kullanacağız. | Open Subtitles | وبعد أن ننقذ الأشخاص المهمين سنستخدم سيارة الـ"أودي" كوسيلة للهرب |
| Odi. Emniyet kemeri. Dr. Millican, bu çok tehlikeli! | Open Subtitles | أودي دكتور ميليكان, هذا غير آمن للغاية! |
| Audie, tatlım, gitmenize gerek yok. | Open Subtitles | أودي" ، عزيزتي" ليس من الضروري أن ترحلوا |
| Aoudi bir yolunu bulup Los Angeles Polisi'nden kurtulmayı başardı. | Open Subtitles | (بطريقة ما كان يستمر (أودي) في تجنب شرطة (لوس أنجلوس |
| Her şey düzelecek, Audy. | Open Subtitles | سنكون بخير (أودي) |