| sen arkaya dolaşmak istersin. sen burada kal. Sen benimle gel. | Open Subtitles | سامويل من الخلف و أنت إبق هنا بينما أنت تعالي معي |
| Eğer onu seviyorsan, beni sevdiysen, bu gece burada kal. | Open Subtitles | إن كنت تحبّها، إن كنت تحبني فقط إبق هنا اللّيلة |
| Sen sakin kal. Ben de... nasıl demiştin? Optimist kalayım. | Open Subtitles | إبق متأهب و أنا سأبقى كما تقول أنت , متفائله |
| Bu benim işim. Yerimden uzak dur. Paspasımdan uzak dur. | Open Subtitles | هذا عملى، إبق بعيدآ عن أرضيتى إبق بعيداً عن ممسحتي |
| Lütfen, sadece yerinizde kalın ve emniyet kemerlerinizin takılı olduğundan emin olun. | Open Subtitles | من فضلك ، إبق جالساً بمقعدك وقم بتأكد من ربط أحزمة الآمان |
| Hoşçakal Karen zılana bağlı kal canlı yayında olduğunu unutm Olursa olsun ağız ve penisi aynı cümlede kulla | Open Subtitles | إبق هادئا .. إلتزم بالنص المكتوب .. انت تظهر في برنامج محترم لا يمكنك النطق بكلمات إباحية مثل : |
| Burada kal. Hiçbir şey'e dokunma. - Kimse karanlık gezegene gitmeyecek! | Open Subtitles | إبق هنا ولا تلمس أي شيء ولن يذهب أحد لكوكب الظلام |
| Şimdilik burada, gözetlemede kal ve hareketlerini izle. | Open Subtitles | إبق هنا وراقبهم للفترة الحالية وراقب تحركاتهم |
| Anlamaya çalışıyoruz. Görevde kal. | Open Subtitles | نحن نحاول الحصول على صورة للأمر إبق جاهزا |
| Kocamın delice kıskançlığı öldürecek beni! İçeride kal, Sakın kıpırdama! | Open Subtitles | غيرة زوجي المجنونة ستقتلني إبق هنا ، لا تتحرك |
| Eğer hikaye doğruysa ben 10'a kadar saydıktan sonra hatta kal, tamam mı? | Open Subtitles | إذا كانت القصة صحيحة إبق على الهاتف إلى ما بعد عشرة |
| "Hatta kal" dediğimde o "telefonu kapat" dediğimi sanmış. | Open Subtitles | لقد إعتقد أنني قلت له أغلق الخط بينما كنت أقول له إبق على الخط |
| Ama "Köle olarak kal." demek değil. Asla bu anlama gelmeyecek! | Open Subtitles | لكن لا يعني " إبق مستعبدة " لن يعني ذلك مطلقا |
| Bu benim işim. Yerimden uzak dur. Paspasımdan uzak dur. | Open Subtitles | هذا عملى، إبق بعيدآ عن أرضيتى إبق بعيداً عن ممسحتي |
| Güzel. Başına ciddi bir bela açmak istemiyorsan buradan uzak dur. | Open Subtitles | جيد ، إبق بعيدة عن ذلك إلا إن أردت مشكلا حقيقيا |
| Benden uzak dur, kaşınıyorum. | Open Subtitles | حسنا , فقط إبق بعيدا عني عندما أطبخ ,اتفقنا ؟ |
| İhtiyacım olursa sizi çağırırım, aksi durumda olduğunuz yerde kalın. | TED | إذا احتجته، سأطلبك عدا عن ذلك إبق واقفًا هناك. |
| Alarm çalmaya devam et. Annen gelene dek bekle. | Open Subtitles | إستمر فى إطلاق الإنذار لكن إبق هنا حتى تعود أمك |
| Sessiz ol ve sorularıma cevap ver yoksa geceni cehenneme çeviririm. | Open Subtitles | إبق هادئاً، وأجب على أسئلتي أو ليلتك ستصبح بشكلٍ أسوأ بكثير |
| Kısaca hangi gey bara gidersen git, çeneni kapalı tut. İzliyordum onu. | Open Subtitles | لذا لا يهم في أي حانة سينتهي بك الأمر إبق فاك مغلقاً. |
| Bizden ayrılma. İyi bir müşterimizsin. Biz varken emin ellerdesin. | Open Subtitles | ، إبق معنا , إنك زبون ممتاز و أنت بين أيادى ترعاك |
| Sen Sakın karışma moruk. Arada güme gidersin, yazık olur sana. | Open Subtitles | إبق خارج الموضوع، أيها الضراط العجوز فلربما تأتيك آخرتك قبل الأوان |
| Size kaç kere daha söylemem lazım. Sette çekim yapılırken dışarıda bekleyin. | Open Subtitles | لا تدعني أخبرك ثانية إنّه مشهد مُثير لذا إبق بعيداً. |
| Dayan George. | Open Subtitles | هيا يا جورج / إبق معنا يا جورج ، إبق معنا |