| Bu çocuklarınızı ve yeteneklerini seyredeceğiniz bir, kutlama, umarım beğenirsiniz. | Open Subtitles | هذا إحتفال لأطفالكَم ولمواهبهم، لذا نَتمنّى بأنّ نستمتع بهذا الغرض. |
| Dünyanın en az bilinen zekasını kutlama uğruna. | Open Subtitles | في إحتفال العالمِ أقل الإستخبارات المعروفة. |
| Bütün kutlamalar bittiğinde geriye sadece, kutlamalara ait bütün süsleri toplayıp yakarak başka bir kutlama yapmak kalıyor. | Open Subtitles | وعندما تنتهي كل الاحتفالات كل ما تبقى هو جمع الحلي و الاكسسوارات و إحراقهم في إحتفال آخر |
| Büyük bir parti ve çok fazla insan olacak. | Open Subtitles | سوف يكون هناك إحتفال ضخم بهذه المناسبة وسيكون هناك العديد من الناس |
| Bu bir doğum günü kutlaması, değil mi? | Open Subtitles | هذا غالباً إحتفال عيد ميلادكِ أليس كذلك ؟ |
| Lana, bu hafta sonu Grandville'de bir kış festivali var. | Open Subtitles | لانا ثمة إحتفال شتائي في غراندفيل نهاية الأسبوع |
| Porto Silva'ya vardığımızda kutlama yapılacak ve ziyafet çekilecek. | Open Subtitles | عندما نَصِلُ إلى .. بورتو سيلفا. سيكون هناك إحتفال و ولوائم كثيرة |
| Yarınki doğum günü kutlama şenliklerinde emrimi vereceğim ve köyünüz buraya yol açmak için yıkılacak. | Open Subtitles | , غداً , فى إحتفال عيد ميلادى , ساعطى أمراً , وستدمر قريتك |
| Altıncı aylarının kutlama yemeği yüzünden tartışıyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا يتجادلون على إحتفال بينهم بمناسبة مرور 6 أشهر |
| Eğer bizim takım kazanırsa, benim de gitmem gereken bir kutlama şenliği olacak. | Open Subtitles | , إذاً , إن فاز فريقنا , سيقيمون إحتفال ناري |
| Unutma oğlum, bu aile içi bir kutlama, bir Hollywood yapımı değil. | Open Subtitles | تذكّر يا بني هذا إحتفال عائلي وليس انتاجاً لهوليود |
| Bütün bunlar kutlama için demek. | Open Subtitles | هذا إحتفال الذي يدور في الجوار أليس كذلك؟ |
| En iyi arkadaşım hayallerindeki kızla evleniyor fakat bu yolculuktaki her şey bir kutlama değil. | Open Subtitles | سيتزوّج صديقي المقرّب من فتاة أحلامه لكن ليس كل ما يتعلّق بهذه الرحلة عبارة عن إحتفال |
| Bu durumda bu bir haftayı, Robot parti Haftası ilan ediyorum! | Open Subtitles | في هذه الحالة، أنا أعلن أن هذا الاسبوع هو اسبوع إحتفال الآليين |
| Organik bilgisayardaki bilgileri indirme kutlaması olsun. | Open Subtitles | نعم, سَيَكُونُ إحتفال , بتَحميل الحاسوبِ العضويِ. |
| Öyle mi diyorsun? Yani Çiftler festivali 2004'te size katıImaktan daha eğlenceli ne olabilir ki? | Open Subtitles | ماذا سيكون أكثر إمتاعا من الأنضمام إليكم فى إحتفال 2004 ؟ |
| Zaferimi ve Nate'in kaybetme acısını kutlamak için... | Open Subtitles | مساعدتنا نجيء سوية للمساعدة على إحتفال ب نصري |
| Bu hafta sonu Camber Sands'e gidilecek, ki orası hep büyük bir seks partisi gibidir. | Open Subtitles | تجمع شاطيء كامبر ساندس هذا الأسبوع وهو يبدو كأنه إحتفال جنسي ضخم0 |
| Onun bu yıl ki cadılar Bayramı kostümü sadece biraz yeraltı. | Open Subtitles | التى كان إحتفالها بعيد القديسين هذا العام إحتفال تحت الأرض قليلاً |
| Stewie Noel Karnavalı iptal edildi diye çok üzüldü. | Open Subtitles | الولد , ستيوي كان مضطرب جدا. عن أن إحتفال عيد الميلاد ألغي. |
| Evet. Um,benim şerefime olan şölen veya öyle bir şey. | Open Subtitles | نعم , أنة إحتفال ما على شرفى شئ ما من هذا القبيل |
| Güzel bir törenle evleneceğiz ve bir sürü çocuk yapacağız. | Open Subtitles | وسنتزوج قى إحتفال فخم وننجب أولاد كثيرون كرونك المحب |
| Vikont bu akşamki gala için çok heyecanlı. | Open Subtitles | فيكومت متحمس جداً بشأن إحتفال الليلة |
| tören ya da başka bir şey olmayacak, değil mi? | Open Subtitles | لن يكون هناك إحتفال او اي شئ ، أليس كذلك؟ |
| Black Rock'ta Burning Man'e gittim. Şahane bir festival. Sen de gelmeliydin. | Open Subtitles | لقد عملت للرجل المدفون في الصخرة السوداء إحتفال عظيم |
| Bebek hediye partisine geldiğinde yeni tanışmıştım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ فقط أتعرف عليها بسبب إحتفال الطفل الرضيعَ. |
| Martın altısında çeşitli kutlamalar olacak. | Open Subtitles | اليوم السادس من أذار, الجالية اليهودية لديها إحتفال ما |