| Diyelim ki, Ed Bailey'nin çizmesinde... ufak bir tabanca sakladığını sana söyledim. | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أن إد بايلى معه مسدس صغير مخبأ فى حذائه |
| Evet. Ben Ed Wood. Christine Jorgensen filminin yönetimi için gelmiştim. | Open Subtitles | أجل، أنا إد وود، جئت هنا بشأن إخراج فيلم كريستين جورغينسن |
| Zaten beni hep Ed Koch'la oynatıyorlar. Seni neşelendirmek için ne yapabiliriz? | Open Subtitles | سيجعلونى ألعب مع مدرب إد على أى حال ماذا نفعل لكى تبتهجى |
| İşin doğrusu Koca Ed'in kalıntılarında hiç radyasyon belirtisi yok. | Open Subtitles | في الحقيقة ، هناك غياب تام للإشعاع في بقايا إد |
| Ed, açlıktan ölüyorum bana bir iyilik yapıp biraz meze söyleyebilir misin? | Open Subtitles | إد انا جائعة؟ هلا تقدم لي معروفا و تحضر القليل من المقبلات؟ |
| Ed, Kuşlar hakkında bilinebilecekleri bilebilirsin, ancak kadınlar konusundaki ilk şeyi bilmiyorsun, ve Lucky hakkındaki ilk şeyi de bilmiyorsun. | Open Subtitles | إد, ربما تعلم الكثير عن الطيور هناك ولكنك لا تعرف اول شئ عن النساء, ولا تعرف اول شئ عن لاكى |
| Ed Webster, partiye para sağlıyor ve son 5 senedir Selina'ya çalışıyor. | Open Subtitles | إد رئيس جمع تبرعات للحزبِ وهو عمل لدي سيلينا للسَنَوات الخمس الماضية. |
| Seni burada gördüğüme biraz şaşırdım Ed. Akıllı telefonları sevmezsin bile. | Open Subtitles | كيف الغريب أن أراك هنا، إد لا حتى مثل الهواتف الذكية. |
| Ed gerçekten sevişmeyi çok istiyor, ve bende Skylar'a bir ders vermek istiyorum. | Open Subtitles | إد يريد حقا الحصول على وضع وأنا حقا أريد أن يعلم سكايلر درسا. |
| Amerika temsilcisinin ofisinde Ed Dixon'la bir randevu daha ayarladım. | Open Subtitles | أخذت موعداً آخر مع إد ديكسون في مكتب النائب الأمريكي |
| - Ed Sullivan Show'a çıkacağız. Onlara dansımızı göstermek için. | Open Subtitles | نريد أن نذهب إلى إد سوليفان مشاهدة، لإظهار رقص دينا. |
| Sahneye bu devrimlerin arkasındaki insanı, Ed Snowden'ı çağırıyorum ve hoş geldin diyorum. | TED | إذن أريد أن أرحب على مسرح TED بالرجل وراء هذه الإكتشافات إد سنودن. |
| Slaytı gösterebilirsek, Ed, senin görüp göremediğini bilmiyorum, işte slaytlar. | TED | هل بإمكاننا رفع شريحة العرض و إد لا أعرف إذا كان بإمكانك أن ترى هاهي الشريحة. |
| CA: Ed, sahnenin bu bölümüne gelir misin? | TED | كريس: إد تعال معي إلى هذا الجزء من المنصة. |
| CD: Ed, tüm bu tartışmalara verilen bir cevap şu: Bu takipleri, dinlemeleri, sızmaları hakikaten neden umursamalıyız ki? | TED | كريس: إد إعطني إجابة واحدة للرد على الجدل حول: بصدق لماذا علينا أن نهتم بهذه الرقابة؟ |
| TBL: İki sorum var, genel bir sorun — CA: Ed, bizi duyabiliyor musun? | TED | تيم: حسنًا سؤالان سؤال عام كريس: إد هل مازلت تسمعنا؟ |
| Günümüzde animasyon filmler gayet olağan şeyler, ama Ed ve arkadaşlarının ilk uzun metraj animasyon filmi yapmaları neredeyse 20 yıl sürdü. | TED | الأفلام المستحدثة بالحاسوب هي الدارجة اليوم لكن إد ورفاقه قضوا 20 عام تقريبًا لإنتاج أول فيلم طويل مستحدث بالحاسوب. |
| Haliyle çoğunuzun Ed'i tanıyamamış olmasının bir rastlantı olduğunu düşünmüyorum. | TED | لذا لا أرى أن عدم تعرف الكثير منكم على إد كان مصادفة. |
| Karşılığında, Ed bana bir profesyonel gibi kahve tatmayı öğretti. | TED | وفي المقابل علمني إد طريقة تذوق الخبراء للقهوة. |
| Calvin Bolster: Pekâlâ Ed, Donanma'nın Viking roketiyle ilgili bir sorun. | TED | نعم السيد إد ، لدينا مشكلة تخص تحليق صواريخ البحرية. |
| ES: Bildiğiniz gibi bu tartışmanın parçası olan herkes benim ve benim şahsım üzerinden, beni tanımlamak üzerinden tartışma yürütüyor. | TED | إد: أنت تعرف كل شخص تعرض لهذا النقاش يعاني ليتفهمني وليتفهم شخصيتي وكيف بإمكانه أن يصفني. |
| NP: Herkes duymak ister mi? EC: Herkes hazır mı? | TED | نيكول: هل تريدون الاستماع لجلسة غناء؟ إد: جاهزون للاستماع؟ |
| Tamam, sıra sende. Eddie, hadi bakalım! Hadi dostum göster kendini. | Open Subtitles | حسناً يا إد إنه دورك ، هيا أظهر لها مهاراتك |
| Yo yo ben değildim Edd di o... | Open Subtitles | كان (إد) لم يكن انا . - يمكنني الحصول على كعكة ؟ - وبطبيعة الحال |
| Edy sonra onu evine davet et? | Open Subtitles | ( (إد! أنت لم تدعه إلى منزلك بعد ، صحيح ؟ |
| Edo, başka bir rota dene ve onun biyografisini bul. | Open Subtitles | إد استعملي طرق اخرى للبحث عن ملف ذلك الرجل |
| Elizabeth Dunn: Aman Tanrım! | TED | إد: يا إلهي! أنظر إليك وأنت تذهب! |