Şunu anla eğer Bunu yaparsan yoluna çıkan bir sürü tanıdığını çiğnemek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | عليكِ فقط ان تتفهمي , إذا فعلتِ ذلك فسيتحتم عليكِ القتل خلال طريقكِ لناس كثيرين تعرفينهم |
Şunu anla Bunu yaparsan yoluna çıkan ve tanıdığın pek çok insanı öldürmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | عليكِ فقط ان تتفهمي، إذا فعلتِ ذلك فسيتحتم عليكِ القتل خلال طريقكِ لناس كثيرين تعرفينهم |
Bunu yaparsan, yine de nafaka alabilecek misin? | Open Subtitles | لكن إذا فعلتِ ذلك؟ هل ستستمري في الحصول على النفقة؟ |
Söylersen ikiniz de tehlikede olursunuz. | Open Subtitles | إذا فعلتِ ، أنتِ وسو جين ستكُونانِ في خطر |
Polise, bir serserinin elinde benzin bidonuyla girdiğini Söylersen kaseti yok ederim. | Open Subtitles | لماذا لا تأتين فقط و تخبرين الشرطة بأنك رأيت متشرداً ما يتسكع بالقرب من مرآبي و معه صفيحة من الغازولين؟ و إذا فعلتِ هذا ، فسأقوم بتحطيم التسجيل |
Bir telefon gönderdiler ve sonra dediklerini yapmazsan kızınla ilgili arayıp tehdit ettiler. | Open Subtitles | ارسلوا لك هاتف وهددوكِ بأبنتك الا إذا فعلتِ ما قالوه لك |
Şimdilik iyi, fakat söylediğim her şeyi yapmazsan olmayacak, Michelle. | Open Subtitles | (إنه بخير الان، ولكن لن يستمر هذا إلا إذا فعلتِ ما أقول يا (ميشيل |
Ama Bunu yaparsan referansın olmadan gidersin! | Open Subtitles | لكن لن يحدث ذلك من دون توصية إذا فعلتِ هذا |
Bunu yaparsan, baro sınavının canına okuyacağını... | Open Subtitles | لأنك إذا فعلتِ... فأنا على يقين أنك ستنجحين بامتحان رخصة المحاماة |
Bunu yaparsan sonunun Rhonda ile tamamen aynı olmasını sağlarım. | Open Subtitles | إذا فعلتِ ذلك، سأضمن أن يصيبك ما أصاب (روندا) تماماً. |
Eve gidip dinlenebilirsin. Eğer Bunu yaparsan hiç kimse seni suçlamayacak. | Open Subtitles | لن يلومكِ أحد إذا فعلتِ |
Eğer Bunu yaparsan, seni ortağım yaparım. | Open Subtitles | إذا فعلتِ هذا، سأجعلك شريكة |
Eğer Bunu yaparsan, işte... | Open Subtitles | لأنك إذا فعلتِ , حسناً |
Bunu yaparsan bir gün eminim... | Open Subtitles | إذا فعلتِ ذلك، فيوماً ما... |