| Kırmızı alan, yani 2030'daki çalışma çağındaki olası nufüs şimdiden sabitlenmiş durumda, yüksek oranda bir göç olmazsa Tabii. | TED | المنطقة الحمراء، أو اليد العاملة النشيطة في 2030، تدق اليوم أبواب التقاعد، إلا إذا ارتفعت معدلات الهجرة بشكل أكبر. |
| Tabii ev sahibine kaçmadıysa, bu da olası bir durum. | Open Subtitles | إلا إذا هربت مع رجل البيت وقد حدث هذا أحيانا |
| Bu sadece geçici bir iş, Buff. Tabii kalıcı hale de gelebilir. | Open Subtitles | إنه عمل مؤقت ومزعج يا بافي تعرفين إلا إذا كانت قوية جداً |
| Sen bir sineği bile incitemezsin, Bertram. Tabi eğer zaten ölmemişse. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تؤذى ذبابة إلا إذا كانت قد فارقت الحياة |
| Bu akıllı bir plan değildi. Gerçekten bizi öldürmek istemiyordu sürece. | Open Subtitles | لم تكن خطة ذكية إلا إذا لم تكن تريد أن تقتلنا |
| Tabii, bir sonraki gün onu araman için bilerek bırakmış ta olabilir. | Open Subtitles | إلا إذا كانت تركتها عمدا َ لتقوم بالأتصال بها اليوم أمممممم ,أمممممم |
| Tabii tüm borulardaki suyu buharlaştıracak kadar güçlü mikrodalga yayıcın yoksa. | Open Subtitles | إلا إذا حصل علي مايكرويف قوي يكفي لتبخير كل المياه الرئيسية |
| Ağır metaller de normal toksin taramasında çıkmaz. Tabii özellikle onu aramıyorsanız. | Open Subtitles | والمعادن الثقيلة لن تظهر في فحص السموم إلا إذا كنت تبحث عنهم.. |
| O adam bizim sorunumuz değil. Biftekli kaşarlı sandviç satmıyorsa Tabii. | Open Subtitles | إنّه ليس مشكلتنا، إلا إذا كان يبيع شرائح اللحم وشطائر بالجبن. |
| Tabii steroid kullanmak istemedikçe, ki ben buna tamamen açığım. | Open Subtitles | إلا إذا أردتم تعاطي الستيرويد و هذا أنا منفتحة عليه |
| 12 yıllık kocanın kıçına tekmeyi basıyorsan, o ayrı Tabii. | Open Subtitles | إلا إذا كنتِ تقومين بطرد زوجكِ لمدة 12 سنة للخارج |
| . Tabii, suyu kontrol etmiyorsa. Maymunun sağa sola işemesi gibi. | Open Subtitles | إلا إذا كان يتحكم في المياه كما يخزن القرد المياه بمثانته |
| Bence bu zayıf bir savunma olur, Tabii yine dayak yemek istemiyorsan. | Open Subtitles | سيكون هذا دفاعًا ضعيفًا، إلا إذا أردتَ أن تُضرب بالهراوة مجددًا كالفقمة |
| Tabii ki kocana, kardeşimle gizli bir ilişki yaşadığını söylememi istemiyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا أردتيني أن أخبر زوجك بأنكِ عى علاقة مع أخي |
| Tabi bu altın tozundan ilacın mahvolmuş böbreklerine iyi gelmesini istemiyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا أردتِ أن تخرجي من علاج ملح الذهب بكليتين معطوبتين. |
| Gelecekteki gelinini ama eğer seninle gelmem dersen bende seninle bi daha konuşmam kesinlikle gelirim oğğlum Seninle geleceğim Tabi! | Open Subtitles | زوجة ابنك المستقبلية لكنها أخبرتني أنها لن تقابلني حتى ، إلا إذا كنتِ معي ستقابلك بالتأكيد ؛ لأني سأذهب معك |
| Ona yok olmasını söyle. Eğer kafasının uçmasını istemiyorsa Tabi. | Open Subtitles | قل لها ان ترحل, إلا إذا كانت تريد نسف رأسها |
| Benim bilmediğim bir kızın olmadığı sürece senin kızın sayılırım. | Open Subtitles | إلا إذا كان لديك بنت لا أعلم عنها فأنا فتاتك |
| Benim bir başkası olduğumu düşündüğü sürece artık bu olamaz. | Open Subtitles | ليست هناك بعد الأن إلا إذا إعتقد أنني شخصاً أخر |
| Ancak kontrol ederek ve düzenleyerek, o aerodinamik verimliliği elde edersiniz. | TED | إلا إذا تمكنت من التحكم وتنظيمه سوف تحصل على الكفاءة الهوائية. |
| Onları tutuklayacak mısın? Korsan albüm işine girmedikleri müddetçe onlara elimi süremiyorum. | Open Subtitles | ، إنهم خارج نطاق سؤوليتي إلا إذا بدأوا التزوير في بيع الألبومات |
| Al, şu kamyonun arkasına geç. Ben söyleyinceye kadar oradan çıkma. | Open Subtitles | خذى هذا واذهبى وراء تلك الشاحنة ولاتخرجى إلا إذا قلت لك |
| KaçırıIma ya da şüpheli herhangi bir şey olmadıkça hayır. | Open Subtitles | لا ليس إلا إذا كان هناك مكروه أو شيء مشبوه |
| Ama bir içki içmek için gelmek istersen o başka Tabii. | Open Subtitles | إلا إذا وددت الدخول لشرب كأس لا أعتقد بأن ذلك فكرة جيدة |