Şimdi sağınızdaki kişiye dönün ve bunu ona tarif edin. | TED | انتقل الآن إلى الشخص الذي على يمينك وصِفْ هذه التجربة. |
Onu, verebileceğim asla akıllarına gelmeyecek olan tek kişiye vermeliydim. | Open Subtitles | أعطيتها إلى الشخص الوحيد الذي لن يظنوا أنني أعطيتها له |
Bu alet istenen kişiye mektubu, epostayı otomatik olarak yollayacaktı. | TED | هذا الجهاز سيقوم أوتوماتيكيا بإرسال الرسالة كبريد إلكتروني إلى الشخص المعني. |
Bak çocuk. Sistemle ilgili bir şikâyetin varsa yanlış kişiyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | إنْ كانت لديك مشكلة مع النظام أنت تتحدث إلى الشخص الخطأ |
Seni işe alacak kişiyle görüşmek istemez miydin sen olsan? | Open Subtitles | ألا تودين التحدّث إلى الشخص الذي بوسعهِ توظيفك لو كنتِ مكاني؟ |
Şimdi açık olan telefonunuzu solunuzdaki kişiye verin. | TED | و ليعطِ كلّ منكم هاتفه غير المقفل إلى الشخص الجالس على يساره. |
İki sıra arkanızda oturan kişiye 1.000 dolar borç vermek istediğinizi farz edelim. | TED | لنفترض أنك تريد أن تقرض ١٠٠٠ دولار إلى الشخص الذي يجلس خلفك على بعد صفين. |
Sonra portakalı arkanızdaki kişiye veriyorsunuz. ...ama ellerinizi kullanmadan. | Open Subtitles | مررى البرتقاله إلى الشخص الذى خلفكِ بدون أستخدام أيديكم هل أنتم مستعدون ؟ |
Kowalski için kişiye özel arama. | Open Subtitles | الشخص إلى الشخص يدعو إلى كوالسكي. الشخص إلى الشخص يدعو إلى كوالسكي. |
S.S.C. B'ye ait bir malı kaçıran kişiye sesleniyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث إلى الشخص الذى سرق ملكية الإتحاد السوفياتى |
mesajım dün çantamı çalan kişiye. | Open Subtitles | هذه الرسالة تذهب إلى الشخص الذي سرق حقيبتي بالأمس |
O'nu kurtardığım için, Sıra Carter'dan geçti... ve patlama sırasındaki bir sonraki kişiye geldi! | Open Subtitles | و ذهب إلى الشخص التالي في الانفجار، و هو بيلي |
O'nun sırası bir sonraki kişiye yani Billy'e geçti. | Open Subtitles | تخطته و انتقلت إلى الشخص التالي في المسار و هو، بيلي |
"Günümü aydınlatan özel bir kişiye, seni hiç unutmayacağım." | Open Subtitles | إلى الشخص المميّز الذي يُضيء نهاري، ستبقى عزيزاً دائماً |
Ama kartı size verirsem belki ona bakan kişiye gönderebilirsiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | فبإمكانكِ إرساله إلى الشخص الذي يعيش معه |
Arkanızdaki kişiye dönün ve el sıkışın. | Open Subtitles | ليلتفت الكل إلى الشخص خلفهم ويصافح ذلك الشخص |
Gelmek istersen listeden sorumlu kişiyle konuşabilirim. | Open Subtitles | إذا أردت الحضور بإمكاني التحدث إلى الشخص المسؤول عن القائمة |
Belki de yanlış kişiyle konuşuyorum. | Open Subtitles | ربما أنا أتحدث إلى الشخص الخطأ |
Hayır, doğru kişiyle konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | لا أنتم تتحدثون إلى الشخص المطلوب |
Evet, bunu yazan kişiyle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أجل، أود التحدث إلى الشخص الذي كتب هذا |
Brimley içeride bize Leydi Ambrosia'nın yerini söyleyebilecek tek kişiyle konuşuyor. | Open Subtitles | ، إن " بريملي " هُناك يتحدث إلى الشخص الوحيد الذي يُمكنه إخبارنا بمكان تواجد سيدة الطعام الشهي |