| İyi, faydalı bir özelllik gibi görünüyor ama öyle değil. | TED | إنها تبدو ميزة حميدة ومفيدة، إلا عندما تكون غير ذلك. |
| Otelde ona ilk baktığım sefere kıyasla şimdi çok farklı görünüyor. | Open Subtitles | تذكرني بتلك اللحظات عندما اجتمعنا في الفندق إنها تبدو مختلفه جدا |
| Otelde ona ilk baktığım sefere kıyasla... şimdi çok farklı görünüyor... | Open Subtitles | تذكرني بتلك اللحظات عندما اجتمعنا في الفندق إنها تبدو مختلفه جدا |
| Kadın yarma gibi savunma oyuncularına benziyor olsa da utandım yine de. | Open Subtitles | إنها تبدو كظهير في فريق كرة قدم كما تعليمن، هذا شيئ محرج |
| Saat kollarına benzeyen elleriyle Kırılgan bir kar tanesine benziyor! | Open Subtitles | إنها تبدو كندفات كبيرة من الثلج وأطرافها حاده كالإبر الضخمه |
| Etrafta birlikte dolaştığımız şeyler gibi gözüküyor. | TED | إنها تبدو مثل هذه الأشياء التي نتجول معها. |
| Bu sıradan bir saç spreyi şişesi gibi duruyor ama saatli bombaya dönüşebilir. | Open Subtitles | إنها تبدو زجاجة رذاذ للشعر عادية لكن إذا تم تدويرها ستصبح قنبلة موقوتة |
| Evet, Bayan Song'la şahsen tanıştım. İyi hallediyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | نعم, إلتقيتُ بالسيدة سونغ شخصيًا, إنها تبدو على ما يُرام. |
| Aslında antika gibi görünüyor ama beş para etmez, haksız mıyım? | Open Subtitles | أترين، إنها تبدو كتحفة فنية ولكنها رخيصة نوعًا ما، أليس كذلك؟ |
| Hatta, aynı yapının üst üste tekrar edilmiş hâli gibi görünüyor. | TED | في الحقيقة, إنها تبدو كشيء مكرر مرة بعد مرة. |
| - Gidip onu arayacağım, tamam mı? - Evet, iyi bir fikir gibi görünüyor. | Open Subtitles | ـ أظن أنّي سأشعل ناراً ـ أجل، إنها تبدو فكرة جيّدة |
| Hızlı olursan, hissetmezsin. Sadece dışarıdan tehlikeli görünüyor. | Open Subtitles | لو قفزت بسرعة ، لن ينتابك هذا الشعور إنها تبدو خطرة فحسب |
| Sen gibi görünüyor ama seni daha iyi tanıdıkça neden olduğunu çözeriz belki. | Open Subtitles | ، إنها تبدو مثلك ، لكن عندما نفهم المزيد عنك . ربما سوف نعرف لماذا |
| Bezelye çorbası güzel görünüyor. Tadabilir miyim? | Open Subtitles | كنت ذكيا في طلب شوربة البازلاء إنها تبدو لذيذه.هل لي أن ؟ |
| Çok güzel görünüyor. Kimse çakmadı. Kendimi güvende hissettim. | Open Subtitles | إنها تبدو جميلة جداً، لم يشكّ أحد بالأمر وشعرت بالآمان |
| Uykuya daldı gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً , إنها تبدو نائمة يجب أن أتصل بأبيها |
| Kaplumbağa kabuğuna benziyor ama bunun pek bir yararı yok. | Open Subtitles | أعني ، إنها تبدو كصدفة سلحفاة لكن هذا لا يساعد |
| Daha çok Apollo uzay mekiklerinden birinden çekilmiş bir görsele benziyor ki hemen herkesçe bilinir. | TED | إنها تبدو شديدة الشبه بلوحات أبولو المعروفة جيدا |
| Şuna benziyor, 3.2 milyon Norveçli bu programın bir bölümünü izledi. Biz burada sadece 5 milyonuz. | TED | إنها تبدو هكذا: شاهد 3.2 مليون نرويجي هذا البرنامج، ونحن فقط 5 مليون هنا. |
| Haritada çok büyük gözüküyor ama bir türlü bulamıyorum. | Open Subtitles | إنها تبدو كبيرة جداً على الخريطة و لكنني دائماً ما لا أستطيع إيجادها و أجد نفسي تائهاً |
| - Daha ziyade evine zorla girip ırzına geçiyormuş gibi duruyor ama. | Open Subtitles | إنها تبدو كأغنية عن رجل يقتحم شقتك و ثم يغتصبك |
| Boya damlaması gibi. Öyle görünüyorlar. Bu soldakinde 26 çentik var. | Open Subtitles | إنها تبدو هكذا , بينما التي على اليسار بـ 26 عقدة |
| Gerçekten olan bu, gerçekten böyle gözüküyorlar. | TED | إنها تبدو هكذا فعلاً، وهم كذلك أيضاً يبدون كما هم حقيقة. |