| Dr. Bostrom'un bir çok takipçisi var. | TED | الدكتور "بوستروم" لديه عدد من الأتباع. |
| Oldukça fazla takipçisi var. | Open Subtitles | بكمية لا بأس عليها من الأتباع |
| Doğrusu bugün valinin... kötülüklerini ve ona sadık... olanların varlığını öğrendik. | Open Subtitles | علمنا اليوم بإعتقال أمين الخزانة وأن لديه الكثير من الأتباع |
| Ama şu anda dışarıda ne kadar çok müridim olduğunu tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | لكن ليسَ عندكِ عفكرة عن عدد الأتباع في الخارج الآن. |
| müritler cehennemin kapılarının açıldığına ve ataların hayaletlerinin yaşayanları ziyaret ettiğine inanır, geleneksel olarak da ölülere kurban sunulur. | Open Subtitles | عندما يعتقد الأتباع بأن أبواب الحجيم مفتوحة وأشباح الأجداد يزورون الأحياء تقليدياً .. |
| Ancak sağ kalan müritlerin bir kısmı, nesneleri toplayıp onları bir kasanın içine saklamanın akıllıca olacağını düşündüler. | Open Subtitles | ولكن القليل من الأتباع الناجين رأوا أنه من الأفضل جمع أكثر الأغراض أهمية وأخفائها فى سرداب |
| Gerçekten mürit topluyor. | Open Subtitles | هي تحشّد الأتباع في الحقيقة |
| Hâlâ birkaç sadık takipçim var,.. ...ama daha önceden olanlar kadar değil. | Open Subtitles | و أنا لا يزال لدى قليلا من الأتباع الموالين و لكن لا شئ مثل ما كان لدي |
| Ayrıca Papa'nın da daha çok müridi olsun. | Open Subtitles | و أن يحصل "البابا" على المزيد من الأتباع |
| Bret Stiles binlerce takipçisi ve milyar dolarlık mal varlığıyla dünya çapında bir tarikatı yönetiyor. | Open Subtitles | كلاّ، (بريت ستايلز) يُدير طائفة عالميّة مع الآلاف من الأتباع والأصول بمليارات الدولارات. |
| Joe Carroll'ın, böyle bir sürü takipçisi var. | Open Subtitles | (جو كارول) لديه المزيد من الأتباع المماثلين. |
| "Çok sayıda sadık adam" dendi. | Open Subtitles | يقولون الكثير من الأتباع صحيح؟ |
| Şu anda dışarıda kaç tane müridim olduğu hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | لا تعرفين كم عدد الأتباع الآن موجودين |
| Rengarenk tulumlar giymiş bu insanlar da müritler. | Open Subtitles | وصولاً إلى هؤلاء الأتباع المرتدين لبدلات ملونة |
| müritler, tek tek mühür seviyesi atlarlardı. | Open Subtitles | الأتباع يمكنهم إتباع ذلك عن طريق فتحه في وقت واحد |
| Bu da Angela Holmes' un hakkında söylenenler, kendisi iki ay içerisinde bir çok mürit edindi. | Open Subtitles | هذا يُضاف فقط إلى عاصفة الخلاف المحيطةبـ"أنجيلاهولمز", التي, في شهرين قصيرين, ألهمت حشد متزايد دائم من الأتباع المخلصين. |
| Venezuela'nın her yerinden yüzlerce takipçim var, ama sizin kadar güzel birini daha düşünemem. | Open Subtitles | لدي آلاف الأتباع في جميع أرجاء "فنزويلا"، لكن لا يمكنني التفكير في أحد بنفس جمالك. |