| Sırf popüler olmaya başladın diye her şeyi biliyormuş gibi davranmayı bırak. | Open Subtitles | توقّف عن التصرّف كما يعرف كل الناس، فقط لأنك اصبحت أكثر شعبية. |
| Böyle davranmayı bırak seni başbelası! | Open Subtitles | فلتتوقفى عن التصرّف و كأنك كريستي ترولنجتون |
| O tür çocuklardan biri, bilirsin, kötü gibi davranmaya çalışan. | Open Subtitles | هو أحد أولئك الأطفال تعرف أنه يحاول التصرّف بكل سوء |
| Eğer nikaha gelirsen, üzgünüm ama, bu şekilde hareket edemezsin. | Open Subtitles | أذا كنت تريد المجــيء للزفاف أنا آسف،لأنك لا تستطيع التصرّف مثل هذا. |
| Bu yeni gerçekler ışığında, ki bunlardan çoktan haberdardım harekete geçmeliyiz! | Open Subtitles | في ضوء هذه الحقائق المستجدة، حيث أدركت الآن بأني كنت أدرك أصلاً بأن عليّ التصرّف. |
| Gergin bir durumda kaba davranmak çok işe yarıyor sanki, değil mi? | Open Subtitles | لأنّ التصرّف بفظاظة يفيد دائماً في الظروف الحرجة، صحيح؟ |
| Tamam, şimdi kapatıyorum. uslu dur. Hoşça kal. | Open Subtitles | اوكى، سذهب الآن أحسنى التصرّف.مع السّلامة |
| Bilimsel bir şey yapıyormuşum gibi davranıp duruyorsun. Kelimenin gerçek anlamıyla, bir çatalı tokatlıyorum. | Open Subtitles | تتابع التصرّف وكأنّي أفعل شيئًا علميًا، إنّي حرفيًا أطرق شوكة. |
| -Bana doğrultma. -Çocuklar gibi davranmayı bırak! | Open Subtitles | لاترفع إصبعك بوجهي كفّ عن التصرّف كالأطفال |
| Artık polis değilsin, Hank, o yüzden öyle davranmayı bırak. | Open Subtitles | لست شرطي بعد الآن، هانك توقّف عن التصرّف كانك واحد منا. |
| Ben de seni seviyorum ama çocuk gibi davranmayı kes artık. | Open Subtitles | أنا أحبّكِ أيضاً و الآن، توقّفي عن التصرّف كطفل |
| Ya küçük bir kız gibi davranmaya devam et... ilk tanıştığımız daki gibi. | Open Subtitles | و الآن، بإمكانك مواصلة التصرّف كفتاة صغيرة كما كنتِ حين تقابلنا للمرّة الأولى |
| Hem, hanımların ara sıra sürtük gibi davranmaya hakkı vardır. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك، فإن السيدات لهن حقّ التصرّف مثل الفاسقات أحيانا |
| Führer'im, sınırsız bir hareket serbestisiyle görevi üstlenmemi kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | سيدى الفوهرر , برلين على وشك السقوط هل توافق أن أتسلم المسؤولية مع حرّية التصرّف التامّة؟ |
| Çünkü bir bütünmüşsünüz gibi hareket edene kadar, dövüşmeniz yasak. | Open Subtitles | لأنّه حتّى تتمكّنوا من التصرّف كشخص واحد... يُمنع عنكما القتال. |
| harekete geçmeyi arzulamam lazım, ama bunun yanlış hamle olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | ويفترض بي أن أكون متحمّسة للإثارة ولكن يخالجني شعور بأنّ هذا التصرّف خاطئ |
| Neden herhangi biri öyle davranmak istesin ki? | Open Subtitles | الآن لماذا شخص يُريد التصرّف على هذا النحو؟ |
| Ama buraların efendisi odur onu kızdırmamak için uslu ol. | Open Subtitles | لكنّه شديد العقاب، فعليكَ أن تُحسن التصرّف وألّا تغضبه. |
| Ve o gece, Michael, Rebel'ı alçak gönüllü zengin biri olarak davranıp etkilemeye çalışırken... böyle yaparak da ikisi de olamıyordu. | Open Subtitles | وفي تلك الليلة، حاول (مايكل) أن يبهر (ريبل) بأن يكون شخصاً ثرياً .. أو التصرّف كأحدهم ، هو لم يكن أحدهما |
| Para idare edemem ve yapmama izin verdikleri şeylerle sınırlıyım. | Open Subtitles | ولا يحقّ لي التصرّف بالنقود أنا مُقيّدٌ فيما يخصّ تصرفاتي .. |
| Her kim ise, sabah katili yakalamış olacağım. Sen de ona göre davran. | Open Subtitles | حسناً، مهماً كان القاتل فسأنال منه بحلول الصباح لذا يجدر بك التصرّف وفقاً لذلك |
| Bu davranış şekli sadece Florida Körfezi'ndeki yunuslara özgüdür. | Open Subtitles | يعتبر هذا التصرّف فريدا لدلافين خليج فلوريدا |
| Böyle bir davranışı ödüllendirmek için bir sebep görmüyorum. | Open Subtitles | لا أرى أيّ سببٍ في الدنيا يدفعك للإستمرار بهذا التصرّف |
| Nigel, kusura bakma ama artık ilgi çekmenin şapşal gibi davranmaktan başka yolları olduğunu öğrenmesi gerek. | Open Subtitles | ..أنا آسفة،لكنّهايجبأنتتعلّم . أن هناك طرق أفضل لجذب الإنتباه بدلاً من التصرّف مثل كحمقاء. |