| Bugün SECNAV'ın nerede olacağını bilen, bir sürü Mutsuz iş ortağınız vardı. | Open Subtitles | العديد من جماعتك التعساء عرفوا بالتحديد أين سيكون وزير البحرية اليوم. |
| Birkaç Mutsuz ve üzgün seyyahın buraya gelip ülkenize tutucu mazoşizm mesajını bulaştırmasının sizin suçunuz olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس خطأكم العديد من الحجاج التعساء والحزينين وصلوا لهنا وأصابوا بلادكم بلوثة التزمت المازوشي |
| Ama şirketteki bu sefil insanlardan hiç biri benim kim olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | لكن . لا احد من هؤلاء التعساء بالشركه . يعرفون من انا |
| Ve onları, sefil komşularından ve arkadaşlarından neyin ayırdığını saptamaya çalışıyorlar. Ve ortaya çıkan şu ki, | TED | ويحاولون تحديد مالذي جعلهم مختلفين عن اصدقائهم وجيرانهم التعساء وأتضح |
| Ama ben nöbete kaldığımda boyunlarında delik olan zavallı kanserlilere bakıyorum her yerde tükürük, gargara, iğrenç kokular ve hastalık var. | Open Subtitles | لكن عندما أعمل بهذه النوبة أجد مرضى السرطان التعساء بفتحات في أعناقهم، يبصقون ويتغرغرون، برائحة نتنة جرّاء المرض والوهن |
| Öyle oldu. zavallı insanları sadece gagalamak için oradalar. | Open Subtitles | ذلك هو حال التعساء الفقراء هم فقط موجودن لكي يشتمهم الغير |
| Ne yazık ki görevim olmadık yerlerde mutlu sonları uydurmak değil talihsiz Baudelaire çocuklarının yaşamlarındaki gerçek olayları aktarmak. | Open Subtitles | ولكن مهمتى ليست كتابة النهايات السعيدة وليس التأليف ولكن كتابة النهايات الحقيقية . فى حياة أطفال بولدير التعساء |
| Ben de bir zamanlar, o aşağıda gördüğünüz zavallılardan biriydim. | Open Subtitles | كنت قبلاً واحد من هؤلاء التعساء التافهون الذين تراهم |
| Hayır, aksine bunca Mutsuz çifti görünce ilişkimiz için daha da şükrediyorum. | Open Subtitles | كلا، كلا، إنه العكس. تواجدي قرب كل أولئك الأزواج التعساء يجعلني أكثر امتنانا لما لدينا. |
| Mutsuz azizeler baştan kaybeder. | Open Subtitles | القديسون التعساء يضيعون منذ البداية. |
| Hayır. Sadece her zamanki Mutsuz yatırımcı. Gerçi... | Open Subtitles | كلا ، فقط المستثمرين التعساء المعتادين على الرغم من... |
| sefil günahkar birim, robot cennetine giden yol burada yatar Ulu Kitap 3.0'da. | Open Subtitles | وحدة الآثمين التعساء. هنا السبيل إلى جنة الروبوت في الكتاب الطيب، 0ر3. |
| Yine o sefil görünüşlü insanlar. | Open Subtitles | إنهم هؤلاء التعساء مرة أخرى |
| Şu sefil halinize bir bakın! | Open Subtitles | و أنظروا لأنفسكم أيها التعساء! |
| Bu zavallı aristokratlar evlerini ısıtamıyorlar bile! | Open Subtitles | هؤلاء الارستقراطيون التعساء يعجزون حتي عن تدفئة منازلهم |
| Bu zavallı biçareler Tanrı'nın ellerinde güvende olacak. | Open Subtitles | هؤلاء التعساء سيكونوا آمنين بين أيادي الرب |
| Bunu başka kimse istemezken biz zavallı garibanları kurtarmak istiyordu. | Open Subtitles | هي أرادت إنقاذّنا نحنُ التعساء المساكين بينما لم يكن أحد يريدنا |
| Ne yazık ki görevim olmadık yerlerde mutlu sonları uydurmak değil talihsiz Baudelaire çocuklarının yaşamlarındaki gerçek olayları aktarmak. | Open Subtitles | و لكن مهمتى ألا أكتب نهايات سعيدة بل أوثق الحقائق التى حدثت مع الأطفال التعساء |
| Beyler! Nöbetteki talihsiz ruh kimdi? | Open Subtitles | المناوبة الثامنة، أيّ منكم أيّها التعساء كان يتولى الرقابة؟ |
| Nöbetteki talihsiz ruh kimdi? Ben! | Open Subtitles | المناوبة الثامنة، أيّ منكم أيّها التعساء كان يتولى الرقابة؟ |
| Bu zavallılardan biri şimdi affedilecek. | Open Subtitles | احد هولاء التعساء سوف يعفى عنه |
| Siz zavallılardan biri kellemi alana kadar Essex'in lideri benim. | Open Subtitles | ... ولكني ما زلت السامهين لسحرة الايسكس إلى ان يتمكن أحد التعساء القبيحين منكم من قطع رأسي |
| Bu nankör zavallılara yardım etmekten bıktım. | Open Subtitles | لقد اكتفيتُ من محاولاتي لمساعدة هؤلاء التعساء الجاحدين |