- Yaptığın ve Sahip olduğun şeylerin görevime olan dikkatimi dağıtacağı bana öğretilmişti. | Open Subtitles | الأشياء التي لديك و التي تفعلينها لقد تعلمت أنها تصرف إنتباهي عن واجبي |
Sahip olduğun bu kadar borçla muhtemelen seneye de gidemezsin. | Open Subtitles | حسنًا، وبمقدار الديون التي لديك ربما لا العام القادم أيضًا |
Sahip olduğun özel ekipman bu kadarcık mı? | Open Subtitles | حسناً ، هذه هي المعدات الخاصة الوحيدة التي لديك ؟ |
Elinizdeki bilgi ne olursa olsun... beni bir daha aramayın. | Open Subtitles | مهما كانت المعلومات التي لديك لا تتصل بي مرة أخرى |
Bana saldıran yaratıkta da sendeki kutudan vardı. | Open Subtitles | ذلك المخلوق الذي هاجمني كان لديه واحد من هذه الصّناديق التي لديك |
On yıl öncesinin Keçi cinayetleri hakkında sahip olduğunuz bütün bilgileri arıyorum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن المعلومات التي لديك عن الماعز القاتل منذ 10 سنوات. |
Korkuyorsun çünkü tüm Sahip olduğun avantajlar, | Open Subtitles | أنك خائف . و مع كل تلك الميزات التي لديك |
Bunu konuşmuştuk. Sahip olduğun anılar sana ait değil. | Open Subtitles | تحدثنا عن هذا ، الذكريات التي لديك ليست ذكرياتك |
Sahip olduğun kadını sevmeye devam et kucağına alacağın kızını sev. | Open Subtitles | و أحب المرأة التي لديك و أحب تلك الفتاة الصغيرة التي ستُرزق بها |
Sahip olduğun tek aileyi kaybetmenin nasıl bir his olduğunu hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتصور كيف يكون الحال عندما تفقدين العائلة الوحيدة التي لديك |
Sahip olduğun güç bu. Elinde tuttuğun kontrol bu. | Open Subtitles | هذه القوة التي تمتلكها , هذه السيطرة التي لديك |
Pazarlık etme durumun Sahip olduğun bilginin değerine göre değişir. | Open Subtitles | موقفك التفاوضي يعتمد على قيمة المعلومات التي لديك. |
Sahip olduğun en uzun ve sıkıcı hikaye. | Open Subtitles | القصص الطويلة المضجرة التي لديك |
Sahip olduğun yegâne hayatı yaşamaktan korkuyorsun! | Open Subtitles | ! أنت تخاف أن تعيش، الحياة الوحيدة التي لديك |
Onun sınıfına girebilmek için bile, Sahip olduğun bütün uyuşturucuları buraya getirmen lazım ki, aklını çelmesin. | Open Subtitles | ...لتستطيع الانضمام إلى مجموعته عليك إحضار كل المخدرات التي لديك في المنزل حتى لاتشعر بإغراء |
Sahip olduğun yetenek korkunç bir yük olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّها كانت عبئاً فظيعاً... الهبة التي لديك. |
Ama bu, şu anda Sahip olduğun hayatı silmiyor. | Open Subtitles | ولكنه لا يمحو الحياة التي لديك الآن |
Ve seçimler tamamlandıktan sonra Elinizdeki makbuzla web sitesindeki oyu karşılaştırarak oyunuzun sayılıp sayılmadığını kontrol edebilirsiniz. | TED | وبعد نهاية الإنتخابات، يمكنك التأكد من عدّ صوتك بمقارنة الفاتورة التي لديك مع الأصوات على الموقع الإلكتروني. |
Elinizdeki yumurtalar müvekkilimize ait ve geri istiyor Doktor Norwood. | Open Subtitles | عيّنة البويضه التي لديك يا دكتور نوروود هي ملك لموكلتنا وهي تريد استرجاعها |
Gerçekte bir proje birçok faktör tarafından sınırlanır, maliyet, Elinizdeki malzemeler ve aşılamaz fizik yasaları gibi. | TED | في الواقع، لأي مشروع هنالك عدة عوامل تقيده. مثل التكلفة. ماهي المواد التي لديك تحت تصرفك؟ وقوانين الفيزياء التي لا يمكن كسرها. |
Eğer sendeki cesaretin yarısı onda da varsa, iyi olacaktır. | Open Subtitles | لو أن لديها نصف الشجاعة التي لديك فستكون بخير |
ve ortada bir yerde buluşacağız, bunun ardından da sizin sahip olduğunuz klasik şeylerimiz olacak, baskı sistemi ve kütüphane çalışma sistemine paralel olan şeyleri kasdediyorum. | TED | و أعتقد اننا سنتقابل في منتصف مكان ما و نحصل على الاشياء الكلاسيكية التي لديك و الذي هو نظام نشر ونظام مكتبنت يعملان على التوازي |