| Hayır, asıl çılgınlık birlikte Yaşadığın kişiyi seviyormuş gibi yapmaktır. | Open Subtitles | لا، الجنون هو أن تتظاهر بحب الشخص الذي تعيش معه. |
| Kenneth, bu günde, senin Yaşadığın sokağın karşısında birisi yendi. | Open Subtitles | الشخص الذي قتل اليوم يعيش في الشارع الذي تعيش فيه |
| Benim görevim de sadece senin iyiliğini değil içinde Yaşadığın toplumun da iyiliğini düşünmek. | Open Subtitles | ان مهمتى هنا التفكير ليس فقط فيما هو جيد لك .. بل فيما هو جيد للمجتمع الذي تعيش فيه |
| Beraber Yaşadığın adam başka bir adamla yer değiştirdi. | Open Subtitles | أن هذا الرجل الذي تعيش فيه مع حلت محلها شخص آخر. |
| Nerede yaşadığı, ne yaptığı, ya da ne istediği hakkında mı? | Open Subtitles | ,ليس في كل العالم الذي تعيش فيه .بإمكانك فعل ما تحب |
| 25 yıl boyunca içinde Yaşadığın yerden nefret etmek. | Open Subtitles | خمسة وعشرون عامًا من الكراهية للمكان الذي تعيش فيه |
| Yaşadığın yerden utanmamalısın. | Open Subtitles | ليس عليك الشعور بالخجل من المكان الذي تعيش فيه |
| Benim evime değil. Yaşadığın yere. | Open Subtitles | أنا لا أعني شقّتي أعني تعرف المكان الذي تعيش فيه |
| Bu Yaşadığın dünya nereden geldi zannediyorsun? Benden geldi. | Open Subtitles | من أين تظن أن هذا العلام الذي تعيش فيه الآن جاء |
| Yani diyorsun ki, Yaşadığın yer, kim olduğunu gösterecek. | Open Subtitles | العوامل البيئية , وصولا الى كتلة المدينة. ذلك أساسا , وأنت الذي تعيش فيه؟ |
| Eğer Yaşadığın dünyayı önemsemiyorsan tabii. | Open Subtitles | كلا، ليس إذا كنت تهتم بشأن العالم الذي تعيش فيه |
| Dileğin buysa, uğruna Yaşadığın hedefin için gerekliyse, sana yardımcı olacağım. | Open Subtitles | إذا كانت تلك هي أمنيتك و إذا كان ذلك يخدم الهدف الذي تعيش من أجله سأساعدك |
| Bazen sayfada yarattığın dünya gerçekte Yaşadığın dünyadan daha dostane ve canlı görünüyor. | Open Subtitles | في بعض الأوقات العالم الذي تخْلُقه على الصفحة ـ ـ ـ يبدو ودوداً و حيّاً أكثر من العالم الذي تعيش بداخله في الحقيقة |
| Yaşadığın alternatif evrende hiç kağıt yok mu? | Open Subtitles | هل هناك أي أوراق بالكون البديل الذي تعيش به؟ |
| Yaşadığın yerde duş yok mu senin? | Open Subtitles | أليس هناك حمام إستحمام في المكان الذي تعيش فيه؟ |
| Yaşadığın çağı güncellemek isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما تحتاج الى تحديث العصر الذي تعيش فيه |
| Echo Park Yaşadığın yere hiç yakın bir yer değil. | Open Subtitles | صدى بارك ليس في أي مكان بالقرب من المكان الذي تعيش فيه. |
| Yaşadığın yere pek çok iyi Dan'ı yollamıştır. | Open Subtitles | الذي أرسل الكثير من الدنماركيين الجيدين إلى المكان الذي تعيش به |
| Yaşadığın şu eve bak. | Open Subtitles | انظر الى هذا البيت الذي تعيش فيه. |
| Buradan bazen, 334 Numaralı Savaş Esiri Kampı olarak da bahsedilir ve şu anda Lakotalar'ın yaşadığı yerdir. | TED | تعرف هذه المحمية باسم سجن مخيم الحرب رقم 334 وهي المكان الذي تعيش فبه قبائل اللاكوتا |
| O bir hemşire, her gün sağlık hizmeti eksikliğinin yaşadığı halka olan etkisini görüyor ve bu yüzden aday olmaya karar verdi. | TED | وهي ممرضة مسجلة، وترى بعينها كل يوم أثر انعدام الوصول إلى الرعاية الصحية في مجتمعها الذي تعيش فيه، فقررت أن تترشح. |