| Bu adam bir sut kolisine ve alışveriş sepeti yasa dışı yollardan sahiplenmiş. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه حيازة غير مشروعه لعربة تسوق و صندوق الحليب. |
| adam bir dövüşçünün yüreğine sahip, ama tekniği berbat. | Open Subtitles | الرجل لديه قلب المقاتل لكن تقنياته ضعيفة للغاية |
| Bu adam bir sürü şey yaptı. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه الكثير ليقوم به,لذا السؤال يبقى |
| Bu adamın iki cinayet nedeni olabilir. | Open Subtitles | حسناً, إن هذا الرجل لديه دافعين للقتل واحد: |
| Bu adamın iki çocuğu ve bir karısı vardı ve şimdi o bir ölü. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه طِفلان و زوجة و هو ميّتٌ الآن. |
| Bu daha güçlü, fakat seks sonrasında daha az ilgi gösteriyor. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه قدرة تحمل أكبر |
| Bu daha güçlü, fakat seks sonrasında daha az ilgi gösteriyor. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه قدرة تحمل أكبر |
| Ama hatırlatmama izin verir misin, adamın elinde balta var. Adamın baltası var. | Open Subtitles | لكن دعيني أذكرك بأن لديه فأساً هذا الرجل لديه فأس |
| adamın elinde Bölüm'ü bitirecek deliller varmış, neden adını aklamak için kullanmadı? | Open Subtitles | الرجل لديه أدلة على مهمة داخلية لمَ لمْ يستخدمها لتبرئة اسمه؟ |
| - Bu adam bir servet harcıyor. | Open Subtitles | لابد أن هذا الرجل لديه ثروة طائلة |
| Vorenus, adam bir yerde haklı. | Open Subtitles | . فورينوس , الرجل لديه نقطه عادلة |
| Hakkını vermek lazım, adam bir hayli cesur. | Open Subtitles | يجب أن تعترفي,الرجل لديه الجرأة |
| Bu adam bir kriz geçiriyor. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه نوبة مرضية |
| Hastane raporuna göre, adamın iki kolu kırılmış ve kaburgaları çatlamış. | Open Subtitles | تقرير المستشفى يقول أن الرجل لديه ذراعان مكسوران وكسر في الفك وأضلاع مهشمة - هل تمزح معي ؟ |
| Papazlar adamın elinde. Boşuna paranı harcama. | Open Subtitles | الرجل لديه ملكان أنسحب الأن وقلل خسارتك |
| - Askeri işlerde çalışır. - Evet. adamın elinde koca bir ordu var. | Open Subtitles | مقاول عسكري أجل ، ذلك الرجل لديه جيش |