| Biraz toprak alıp, meyve yetiştirmeyi düşünüyorum. Şeftali mesela. | Open Subtitles | أعتقد أننى سأشترى قطعة أرض وأزرع الفواكة , الخوخ على الأرجح |
| meyve kaselerini bile. | Open Subtitles | لقد بحثت في كل مكان حتى أني بحثت في طبق الفواكة |
| Bütün geri kafalı insanlar ne zaman sadece sebze meyve yemekle sağlıklı kalabileceklerini öğrenecek? | Open Subtitles | متى سيتعلم كل أولئك الحمقى بأن بإمكانك التمتع بصحة عالية ببساطة بأكلك الخضروات، الفواكة الحبوب، والجبن؟ |
| Biraz dudak parlatıcısı sür, düzgün ama meyveli. Belki biraz maskara. | Open Subtitles | هيا, ضعي بعض ملمع الشفايف, واضح ولكن بطعم الفواكة وربما القليل من مجمل الرموش |
| Tropik meyveler konusunda bitmeyen bir stoku var gibi, değil mi? | Open Subtitles | ألا يبدو لك أن لديها دعم لا نهائي من الفواكة الإستوائية؟ |
| Peki, neden hâlâ FDA'ya o bölgedeki tüm sebze ve meyveleri toplatmak için genel bir karar aldırmıyoruz? | Open Subtitles | لذا، لماذا لا نطلب من إدارة الأغذية والدواء بأن يصدروا قضية لحصر جميع الفواكة والخضروات التي تباع في المنطقة المتضررة؟ |
| Fahiş fiyata plastiğe sarılı meyve ve çiçek satan... ..Koreli manavların canı cehenneme. | Open Subtitles | تبا للكوريين الباردين ، مع اهرامهم الغالية من الفواكة ونباتاتهم و وورودهم الملفوفة بالبلاستيك |
| Ve meyve salatası muhtemelen senin böcek ilacından olan mantarı içeriyordu. | Open Subtitles | وربما سلطة الفواكة المحتمل بأنها تحتوي على الفطريات المبيدة للحشرات الخاصة بك |
| Sheridan ailesi. ...akşam yemeğinde çok sayıda meyve ve sebze yedi. | Open Subtitles | عائلة "شيردان" عائلة "شريدان"، تناولوا بعض الفواكة والخضروات في وجبة العشاء |
| "Neden meyve ve sebze yemek varken sularını içiyorsun?" | Open Subtitles | اليس بإمكانك اكل الفواكة والخضار ؟ لماذا تُصر على العصير فقط ? |
| Eğer sebze meyve varsa onları açlığımı yatıştırmak için yerim. | Open Subtitles | ولكن لو أكلت الفواكة او الخضار سيكون هناك توازن |
| Ve şimdi marketten sebze ve meyve almak için doktordan çıkıyoruz. | Open Subtitles | قد حان الوقت لزيارة السوبرماركت لشراء بعض الفواكة والخضروات |
| İçine yoğurt, donmuş meyve ve meyve suyu koy. | Open Subtitles | ضع بعض الزبادي و الفواكة المجمدة و بعض عصير التفاح |
| Kıtanın geri kalanı karanlık içinde yatarken taze meyve ve sebzeler yapay ışık altında yetişiyorlar. | Open Subtitles | هنا يتم زراعة الفواكة و الخضروات تحت اضاءة صناعية بينما تكون باقي القارة في ظلام |
| Nakilden sonra istediğin kadar taze meyve yemene izin vereceğim. | Open Subtitles | بعد الجراحه ، سوف اسمح لكِ بتناول الفواكة الطازجه كما تريدين |
| Aklına gelirse, meyve salatasını bir saate çıkar. | Open Subtitles | إذا لم تمانع، أخرج سلطة الفواكة من الثلاجة بعد ساعة |
| meyve salatasını çıkardım ve masa neredeyse hazır. | Open Subtitles | وأخرجت سلطة الفواكة والطاولة تقريبـًا جاهزة |
| Sadece sen ve ben. Özel meyveli içkiler yapılan bir yer biliyorum. | Open Subtitles | أنا وأنت، أعرف مكاناً حيث يعدّون الفواكة والمشروبات |
| Çünkü sanıyoruz insanlar size x-box veriyor, ve siz de onlara geri meyveli kek veriyorsunuz. | Open Subtitles | لأننا نعتقد بأن الزبائن يعطونكم اكس بكس وأنتم تعطونهم كيك الفواكة بدلا منها |
| Yüksek olanlar, sebzeler, meyveler, yemişler, çekirdekler ve fasülyeler. | Open Subtitles | العناصر الصغرى هي الخضار الفواكة المكسرات |
| Bence meyveleri şeker yapay tatlandırıcı ve renklendirici ile doldurmanın modası geçti. | Open Subtitles | أفترض بأن معالجة الفواكة بالسكر والنكهات الاصطناعية والأصباغ قد أفقدته المذاق |
| Yani çüküm o gün çok başka meyvelere de dokundu. | Open Subtitles | هذا فحسب ما قبضةُ لأجلة أعني , قضيبي لمس الكثير من الفواكة ذلك اليوم |
| Ne yani imzan olmuş meyveden benim için vaz mı geçiyorsun? | Open Subtitles | أنت ستتركين توقيع الفواكة الخاص بك من أجلي؟ |