| Sadece yığının içine fırlatırım, ve yukarı eklenir. | TED | فقط أرميها الى الكومة، وسيتم إضافتها الى قمة الكومة. |
| Öldüğünde, zalanga denilen yığının kırılıp ruhunun sonsuzluğa gittiği merasimleri var. | TED | و عندما تفارق الحياة, يقومون بطقوس حيث يقومون بكسر هذه الكومة المسماة زلنغا فتذهب روحها الى الخلود. |
| Ölü adamın ayaklarının altında ortadaki -- küçük istiridye kabuğu yığını "Büyük Ayı" olmalı. | TED | وهذه الكومة الصغيرة من أصداف المحار تحت قدمي الجثة التي في الوسط من المفترض أنها كوكبة الدب الاكبر. |
| Şimdi bu yığını alevler içinde bırakacağız, ama bunlar çocuk oyuncağı olduğu için, ateş çabuk dağılacaktır. | Open Subtitles | الآن سنحرق هذه الكومة من الشر، لكن لأن هذه لعب أطفال، ستنتشر النيران بسرعة |
| yığın yeterince büyüdüğünde hepsi bir anda çeşitlendirilmiş hale geliyor. | Open Subtitles | وعندما الكومة تكبر بما يكفي فأن كل شيء سيكون متنوعاً |
| Bu küme de kıl bulan insanların. | Open Subtitles | هذه الكومة خاصة بالناس الذين وجدوا شعراً. |
| Ama eğer çocuklara iki çamaşır yığınını katlamayı önerirseniz, küçük yığın ya da büyük yığın, hangisini seçerler? | TED | و لكن إذا عرضت عليهم كومتين من الغسيل ليقوموا بطيها، أيهما سيختارون، الكومة الصغيرة أم الكبيرة؟ |
| yığının tepesine ulaştıklarında, çocuklardan biri şortunu indiriyor, çömeliyor ve kakasını yapıyordu. | TED | وعند قمة الكومة ، خفض أحد الولدين سرواله ، جلس القرفصاء ، ثم تغوط. |
| Sen, Meksikalı, şu süprüntüleri al ve bu yığının üstüne koy. | Open Subtitles | ..أيها المكسيكي هناك إجمع أوراق الشجر تلك وضعها على الكومة |
| Yeni gelenleri henüz incelemedim. Şu yığının üstüne koy. | Open Subtitles | لم أرى الذي وصل جديدا ً ضعيه هناك في تلك الكومة |
| Goriller bu yığının içine fırlatmadan önce çantanı almamışsın. | Open Subtitles | لأنك لا تستطيعي أن تنتزعي أغراضك قبل أن يضعها العمال في الكومة |
| Her yeni halı geldiğinde o yığının içinde uçan bir halı olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | كلما تأتي شحنة سجاد جديدة لمتجري أعتقد أن في مكانً ما في هذة الكومة هناك سجاد يطير |
| Asla bakmayacağım yığının tepesine koyayım. | Open Subtitles | سأضعها على قمة الكومة التي لن أنظر إليها |
| - Bu hurda yığını senin botun mu? - Daha iyisi var mı? | Open Subtitles | تلك الكومة من الزبالة هى قاربك هل لديكى واحد افضل؟ |
| Çarmıha gerilme bittiğinde, Vücutları kaslarının kontrolünü kaybeder... bağırsakları ve mesaneleri boşalır, bunun sonucu yürüyen bir bok yığını olur. | Open Subtitles | حينما انتهى الصلب فقدت اجسامهم عضلاتهم سكب الامعاء والمثانة فى العملية النتيجة التى منها تلك الكومة المتنفلة من الفضلات |
| Peki, şimdi, biri, katil dışında biri, yığını tekrar düzenlemiş. | Open Subtitles | حسناً، أحد ما، ليس الضحية أعاد ترتيب تلك الكومة |
| Bu yığın kendini sabit tutacaktır. | TED | هذه الكومة ستقوم بالمحافظة على نفسها ثابتة. |
| Neyse, ikinci küme, ikinci gün için. Bunu sana teslim edeceğim. | Open Subtitles | على أية حال، الكومة الثانية لليوم الثاني، وستكون معك... |
| Onunla bu hurda yığınını buradan götüreceksiniz. | Open Subtitles | أنت وهو سوف تذهبان إلى هذه الكومة تذهب خارجاً من هنا |
| Benimle koridora gelip orada yaptığım bir yığına göz atabilir misin? | Open Subtitles | هلا تأتي معي إلى الرواق وأنظري إلى الكومة التي صنعتها هناك؟ |
| Şey bunu neredeyse saçmalıklar yığınına atıyordum, ama düşündüm ki... | Open Subtitles | حسنا أنا ضعت في هذه الكومة المجنونة ولكني اكتشفت |
| Saman yığınında iğne aramak gibiydi... Sıra dışı, belirgin bir özelliği olan bir şey. | Open Subtitles | لقد عزلنا الإبرة من الكومة ،شذوذ،سمة واحدة محددة |