yıldız savunmacı Bart Simpson sadece top sürüyor, şut atmıyor ve sadece iki dakika kaldı. | Open Subtitles | الحارس المتألق بارت سيمبسون فقط يقوم بالمراوغة، و لا يقوم بالتسديد، مع دقيقتين لانتهاء المباراة |
Kazandığınız maçlar ve yeni yıldız oyuncunuz hakkında konuşup durun bakalım. | Open Subtitles | سمعت عن فوزكم ولاعبكم المتألق الجديد |
Bu, göz kamaştırıcı küçük kuşun aileleri arasında meydana gelir... muhteşem peri çalıkuşu. | Open Subtitles | وتحدث بين عائلات هذا الطائر الصغير المتألق الصعو الأزرق. |
Sonra bir gece, en büyük salonun dışından bu muhteşem sesi duydum. | Open Subtitles | ..وثم في أحد الليالي, من الغرفة الشرقية سمعت هذا الصوت المتألق |
Gezegenimize, "Yedi Sistemin Işıldayan Dünyası" derlerdi. | Open Subtitles | كانوا يدعون بعالم الشموس السبعة المتألق |
Gezegenimize, "Yedi Sistemin Işıldayan Dünyası" derlerdi. | Open Subtitles | كانوا يدعون بعالم الشموس السبعة المتألق |
O ışıl ışıl parlayan yüz ne hale gelmiş. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق بأن هذا هو نفس الوجه المتألق.. |
Cylones'un yıldız oyun kurucusu Henry Whipple ponpon kız Meredith Crown'a karşı. | Open Subtitles | الظهير الربعي المتألق "هنري ويبل يقف في مواجهة المشجعة ميريديث كراون" |
Medya patronu Bradford Meade ve parlayan bir yıldız olan oğlu. | Open Subtitles | مالك وسائل الإعلام (برادفورد ميد) وإبنه، النجم المتألق |
Cobra Kai Dojo'nun yıldız öğrencisi. | Open Subtitles | (التلميذ المتألق للكوبرا (كاي دوجو |
Siktir. Sen durma, muhteşem orospu. | Open Subtitles | سحقاً، لا تتوقف أيها الداعر المتألق. |
Tıpkı benim gibi pırıl pırıl parlayan mağara ışıldayan bir hazineyle dolu. | Open Subtitles | أيها الكهف المتألق اللامع والذي مثلي تمامًا المغطى بالكنوز اللامعة |
Bizim siyah, parlayan prensimiz ölmek için tereddüt etmedi çünkü bizi o kadar çok seviyordu. | Open Subtitles | .. أميرنا الأسود المتألق ... الذي لم يتردد عن الموت ... لأنه |