| Bir yırtıcı yalnızca av görür, Savannah da aynen o şekilde görünecektir. | Open Subtitles | المفترس لا يرى إلا الفريسه وهذا بالضبط ما ستكون سفانا بالنسبة لها |
| Artık okulda öğrendiğimiz, basitleştirilmiş türden, yırtıcı hayvan ve av şemaları yok. | TED | فهل لدينا هذه الرسوم البيانية المبسطة عن الفريسة مقابل المفترس والتي قد تعلمناها في المدرسة. |
| Ama bu sefer, avcı sinsice öbür dişiyi taklit ederek cevap verir. | TED | ولكن هذه المرة يتسلل المفترس برد يشبه تمامًا ما قالته الأنثى الأخرى للتو. |
| Acımasız avcı imajını kullanmak istemedim. | TED | لكي اتخلص من صورة المفترس التي تعشعش في مخيلتنا |
| Rastaları bana Predator'ı çağrıştırıyor, bu da garip çünkü asıl avlanan ve ona görünmeyen sensin. | Open Subtitles | صاحب الضفائر يذكرني بـ المفترس الذي غريب , لأنك بالفعل تصطادين و يبدو أنك غير مرئي بالنسبة له |
| Fakat diğer avcının izini sürmek apayrı bir soru işareti. | Open Subtitles | لكن العثور على المفترس الأعلى الآخر كان أمراً مختلفاً تماماً |
| Ve bu saldırgan, Mola Mola ismi ile tanınan büyük "güneş balığı" dır. Ana beslenme kaynakları da denizanalarıdır. | TED | وهذا المفترس هو سمكة عملاقة في المحيط، تدعى مولا مولا، وفرسيتها الاساسية هي قناديل البحر |
| Rüzgar cansız bir varlık; yırtıcı hayvan ise irade sahibi bir etken. | TED | حسنا، الرياح جماد الحيوان المفترس عامل ذو نية |
| yırtıcı ve avı. Doğa kanunu bir kez daha kendini gösterdi. | Open Subtitles | المفترس و الفريسة الدائرة الأنهائية للطبيعة تتكرر |
| Dev yırtıcı bu katmanın üzerinde durmakta, ancak beslenmek için başını eğdiğinde etkiyi hissetmeye başlıyor. | Open Subtitles | يقف العملاق المفترس فوق الطبقة المميتة لكن فور أن يحني رأسه ليأكل احد الجثث يبدأ في الشعور بآثار الغازات |
| Suyun altında sadece yaşam alanı için yarış değil yırtıcı hayvanlarla avları arasında sürekli bir çekişme vardır. | Open Subtitles | تحت الماء، لا تقتصر المنافسة على مساحة المعيشة فقط بل أيضاً ، سباق لا ينقطع بين المفترس والفريسة |
| Avını elinden kaçıran yırtıcı bir hayvan gibi... düş kırıklığı içindeydi, öfkeliydi. | Open Subtitles | إنه غاضب, مُحبط مثل المفترس الذي فقد فريسته |
| Benim de en sevdiğim andır, ama kimin avcı kimin av olduğunu görme vakti. | Open Subtitles | أيضا لحظتي المفضلة ولكن يبقى أن نرى من المفترس ومن الفريسة |
| avcı midesini dışarı uzatarak kurbanının çevresini sarıyor ve yumuşak kısımlarını eritiyor. | Open Subtitles | يقوم المفترس بقلبه على ظهره للوصول الى اجزاءه الرخوة فيذيبها ثم يقذفها الى معدته. |
| Artı olarak hem avcı hem de küçük anormalde olduğu gerçeği de var. | Open Subtitles | بالإضافة لتواجدهم بين كلا المفترس و شيء خارق للطبيعة |
| İstediğini ele geçiren ve bunun için bir nedene ihtiyaç duymayan bir avcı. | Open Subtitles | المفترس الذي يأخذ ما يريد ولا حاجة الى سبب لفعل ذلك. |
| Dur bi dakika, buldum. Predator Batman'a karşı. | Open Subtitles | انتظر,حصلت عليها المفترس ضد الرجل الوطواط |
| Osuranın Predator olma ihtimalini unutmayalım derim. | Open Subtitles | نحن لايجب أن نستثنى المفترس بعد أن كان نائما |
| Predator'ü ilk gördüğümde beğenmemiştim ama zamanla gözüme güzel görünmeye başlamıştı. | Open Subtitles | لم أحبب فيلم المفترس من أول مرة ولكنه أثر في حياتي قليلاً |
| Ve av, avcının kendisini öldürmesini önlemek için, kamufle olmaktan, avcının gıdasını çalmaya kadar her türlü hileyi kullanır. | TED | وتمارس الفريسة جميع أنواع الحيل لمنع المفترس من قتلها، بدءًا من التمويه وحتى سرقة طعام المفترس. |
| Senyaryoda yoksa, ağzını açma saldırgan. | Open Subtitles | لا تقل أى شئ أيها المفترس ما دام ليس فى النص |
| Şimdi, üzerinize atlamak üzere olan vahşi hayvanı görebileniniz ar mı? | TED | والآن .. هل يمكن لأحدكم أن يرى الحيوان المفترس الذي يكاد ينقض عليكم ؟ |
| Örneğin bir balık avcıyı görür ve kaçarsa bu diğerlerine tehlike uyarısı olduğunu anlatır. | TED | على سبيل المثال، إذا كانت سمكة واحدة ترى المفترس وتهرب، وهذا يمكن تنبيه العديد من الآخرين للخطر. |
| Arap Tavşanı'nın baş düşmanı, küçük bir Baykuş'un sesi gergin olmasına yetecek bir şey. | Open Subtitles | صوت البومة الصغيرة، المفترس الرئيسي للجربوع وهو ما يستحق أن يقلق بشأنه |
| Bir yırtıcının anısı bir algı imgesine dönüverse, ne zaman aklımıza korkunç bir düşünce gelse banyoya saklanıyor olurduk. | Open Subtitles | لو كانت ذكرى الحيوان المفترس تترجم إلى صورة بالواقع لكنا نهرب إلى الحمام جريا في كل مرة تنتابنا فكرة مفزعة |
| O yırtıcıyı korkutup kaçırmaya çalıştım. Ama bu onu daha da saldırgan yaptı. | Open Subtitles | حاولت إخافة المفترس بالطبع، هذا جعله أكثر عنفاً |