Değişime bu kadar dirençli olmasaydık muhtemelen Bugün burada olamazdık. | TED | لم نكن لنوجد اليوم هنا لو لم نكن مقاومين للتغيير. |
Bugün burada, Tanrı'nın çocuklarından Lindsey Elizabeth Farris'in ölümünün derin üzüntüsü içindeyim. | Open Subtitles | أقف اليوم هنا حزينا بشدة لوفاة احد رعايا الله ليندسي اليزابيث فاريس |
Çünkü hepinizin Bugün burada ne yaptığınızı anlamasına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لأنني أريدكِ أن تفهمي جميعكم ما الذي فعلتوه اليوم هنا |
Bu gün burada büyük bir zafer kazandık, yaşlı dostum. | Open Subtitles | لقد ربحنا نصراً عظيماً اليوم هنا,يا صديقي القديم |
Dostlar, bugün buraya... kaybolan arkadaşımız Poppy'yi anmak için toplandık. | Open Subtitles | يا رفاق ،نحن نتجمع اليوم هنا فى ذكرى صديقتنا بوبى |
Her evde üçe kadar sayarsak tüm günü burada geçiririz. | Open Subtitles | اذا كنا سنقوم بالعد ثلاثة في كل بيت سنقضى باقى اليوم هنا |
Çünkü istediği daha iyi dünyaya aktif bir katılımda bulunuyor, tıpkı Bugün burada olan bizler gibi. | TED | لانها تريد ان تساهم بفعالية لأجل عالم أفضل كما أنتم جميعاً اليوم هنا |
Bu yüzden, Bugün burada bulunmam bir mucize. | TED | وهكذا، إنها لمعجزة بأني موجودة اليوم هنا. |
Bugün burada olmamızın, başarılı olmamızın sebeplerinden biri de bu. | TED | وهذا جزء من سبب تواجدنا اليوم هنا وهو جزء من كوننا ناجحين |
Bugün burada sorulması gereken soru bu adam intihar etmek istiyor mu istemiyor mu? | Open Subtitles | السؤال الذى يطرح اليوم هنا اذا ما كان هذا الرجل يريد او لايريد الانتحار |
Parmağımı şaklattığımda, yenilenmiş hissiyle uyanacak ve Bugün burada konuştuğumuz şeyleri hatırlamayacaksın. | Open Subtitles | عندما أفرقع أصابعي ستصحو وأنت تشعر بالأنتعاش ولن تتذكر شيئاً مما ناقشناه اليوم هنا |
Bugün, burada, bu adam ve bu kadını | Open Subtitles | أعزّائي، لقد اجتمعنا اليوم هنا .. أمام الرب |
Fakat Bugün burada dünyanın en büyük ameliyatı gerçekleşiyor. | Open Subtitles | لكنّ أكبر جراحاتِ العالم ستحدثُ اليوم هنا |
Mesajda, Bugün burada yaşanan dehşet harfi harfine anlatılıyor. | Open Subtitles | إنها تحتوي الرعب الذي شهدته اليوم هنا بالتفصيل |
Bütün gün burada iş aileme yardım etmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد بقضائي اليوم هنا. ومساعدة عائلتي بالعمل. عائلة. |
- Anne, bütün gün burada meşgul olacağım akşam da Emma ve Riley'le Danny'nin aptal buz gösterisine gideceğim. | Open Subtitles | أمي، أنا مشغول طوال اليوم هنا وبعد ذلك سأذهب لعرض داني) السخيف على الجليد) مع (ايما) و (رايلي)، تعالِ هنا |
Başkanım, kusura bakmayın da bütün gün burada oturup sorunlarımızı konuşabiliriz ama işin aslı, onları kiminle konuştuğumuzu bilmiyoruz. | Open Subtitles | ... هذا - عفوًا يا سيدي الرئيس - ولكن مع كل الاحترام الواجب يمكن أن نقضي طوال اليوم هنا في الحديث عن القضايا التى تواجهنا |
Çocuk bugün buraya gelecek. Eğer gözlerim beni yanıltmadıysa, ki hiç sanmıyorum, | Open Subtitles | طلبت أن يأتي هذا الفتي اليوم هنا هذا لو بمقدوري أن أثق بعيوني ، وأعتقد ذلك |
O hâlde bugün buraya toplanmakla, hep beraber bu törene şahitlik... | Open Subtitles | إذن نحن متجمعين اليوم هنا جميعنا شاهدين على هذه الطقوس.. |
bugün buraya çok az insanın yaşayabileceği bir şeye tanık olmak için özel davetiyelerle geldiniz. | Open Subtitles | جميعكم دعيتم اليوم هنا بدعوات خاصة لتشهدوا شيئا قلة قليلة من الناس اختبروه |
Adamım bütün günü burada seninle konuşarak geçiremem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقضي طوال اليوم هنا اتحدث مع مؤخرتك |