Senin çalıştığın iş hattını düşünürsek, aynısını senin içinde söyleyebiliriz. | Open Subtitles | حسنأً , سأقول نفس الشيء عنك ِ بإعتبار نوع عملك |
Son zamanlarda başınızdan geçenleri düşünürsek yanlış alarmlara hazırlıklıyım, bu nedenle hiç çekinmeyin. | Open Subtitles | بإعتبار ما مررتِ بهِ مؤخراً، فإنّي أتوقّع بعضاً من الانذارات الكاذبة، فلا تخجلي. |
İkinizin ardınızda bıraktığınız kanlı izi düşünürsek izlemek çok zor olmadı. | Open Subtitles | ،ليس من الصعب تعقبكما بإعتبار الأثر الدموي الذي تركتماه أنتما الاثنان |
Özellikle de başladığımda, şirketin yarısı hâlâ hayattayken sulu gözlerle sendeleyip durduğumu düşününce. | Open Subtitles | بإعتبار انه عندما بدأنا كنت أبكي مذهولا لأننا لا نزال علي قيد الحياة |
Benim için çalıştığını göz önüne alırsan bana bahsetmeliydin bundan. | Open Subtitles | كان ربما عليك أن تذكر ذلك بإعتبار أنها تعمل لدي |
Bütün olası muhtemel senaryoları göz önünde bulundurun, hattımızı karada çizmekten başka bir seçenek göremiyorum. | Open Subtitles | بإعتبار كل السيناريوهات, فلا أرى أى خيار سوى أن أضع حداً لهذا |
Zararsız şeyler, hele adamın bir kanun kaçağı olduğu düşünülürse. | Open Subtitles | لم يظهر علية شيئاً بإعتبار انة هارب من العدالة |
Masaj masasındaki delikten konuştuğunu düşünürsek az bir başarı değil. Merhaba. | Open Subtitles | لا أعمال بطولية , بإعتبار كونها وقتها تسحب مائدة المساج |
Olabileceğim kadar, efendim, Goa'uld fizyolojisi hakkında bildiklerimizi düşünürsek. | Open Subtitles | متأكّد تماما، سيدي، بإعتبار ما نعرف عن علم وظائف أعضاء الجواؤلد |
İyi hissetmediğini düşünürsek, seni dışarıya salıyor olmam senin için bir şans. | Open Subtitles | بإعتبار أنكِ لا تشعرى حيداً .. فمن حظكِ أن أدعكِ تخريجن بعد ذلك كله |
Evet, Kuzey Philadelphia'da olduğunu düşünürsek. | Open Subtitles | نعم، إنه كذلك بالأخذ بإعتبار الحقيقة فأنتم في شمال فيلاديلفيا |
Bu mesajı gönderme tarzını düşünürsek, örgütün içinde önemli bir yere sahip olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | بإعتبار هذه الوسائل المُرسلة في الرسالة نحن نعتقد أنه لديه تصريح أمني عالي داخل المنظمة |
Merkezi DNA deposu diye bir şey olmadığını düşünürsek aylar, aylar, aylar sürebilir. | Open Subtitles | بإعتبار أنه لا يوجد مستودع مركزي للحمض النووي فقد يستغرق هذا شهوراً و شهوراً من الأفضل إذاً أن تبدأي |
Babanızın durumunu düşününce bu çok tuhaf bir istek. | Open Subtitles | هذا فضولي بإعتبار خلفيتك ـ لست إبنه بعد ذلك ـ أستميحك عذرا؟ |
Sanırım,... ..o şeylerden birinin içimde olduğunu düşününce, gayet iyi! | Open Subtitles | فى الواقع بإعتبار أن أحد هذه الأشياء داخلى فأنا بحالة رائعة |
Eee, ona söylüyecektim, ama annemin beyazışıklısıyla olan ilişkisini düşününce, | Open Subtitles | حسناً، لقد كنتُ أنوي إخباره، لكن بإعتبار قضية والدتنا مع مُضيئها |
Beni nasıl büyüttüğünü göz önüne alırsak, ya böyle... yada... bu daha iyi. | Open Subtitles | بإعتبار كيف ربيتيني إما هناك شراباً أو أقتل نفسي |
Yani, Millicent'in, peşinden koştuğun o yaşlı pumadan 10 kat daha seksi olduğunu göz önüne alnca, öyle olman da lazım. | Open Subtitles | أَعْني، لربما أكون مثلك بإعتبار أنها أكثر إثارة بعشر مرات من القط الجبلي الذي كنت تلاحقه |
Hele de, bizi bu noktaya getirenin, sizin ülkenizin kendi avareliği olduğu göz önünde bulundurulunca. | Open Subtitles | خاصةً بإعتبار أن تراخى دولتك هو الذى وصل بنا لهذه النقطة |
Tabii en başta yakalanma sebebinin ne olduğu düşünülürse. | Open Subtitles | بالطبع, بإعتبار كيف تم أسرك بالمقام الأول |
Ben Fransız nefret dikkate garip, türüdür. | Open Subtitles | إنه غريب نوعاً ما بإعتبار أنني أكره الفرنسيون |
5 dakika önce bir kiliseyi ateşe verdiğin düşünüldüğünde bunun çok garip olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | وهذا غريب بإعتبار إنك كنت ستحرق كنيسة مسيحية منذ خمس دقائق |
Her şeyi hesaba katarsak fena değildi. | Open Subtitles | بإعتبار كل شيء، أظن أن ذلك قد مر بشكلٍ جيد |
Bugün olanlara bakınca bu bizi uzun yıllara taşıyacak bir dava oldu. | Open Subtitles | بإعتبار ما جرى اليوم سوف يصبح هذا قضية لمدى البعيد |