ويكيبيديا

    "بالضعف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zayıf
        
    • güçsüz
        
    • savunmasız
        
    • katı
        
    • aciz
        
    • zayıflık
        
    • kendini
        
    Ama bir şekilde bu yüzden kendimi her zamankinden daha zayıf hissediyorum. Open Subtitles و لكن هذا بطريقة ما يشعرنى بالضعف أكثر من أى وقت آخر
    Kendimi zayıf hissettim sen ve Luke çok mutluydunuz ben keyfinizi kaçırmak istemedim. Open Subtitles لقد احسست بالضعف انت ولوكاس كنتم سعيدين للغاية ولم اردت ان اخرب ذلك
    Çocukları var ama onlardan yardım istemiyor çünkü yanlarında kendini zayıf hissetmek istemiyor. Open Subtitles أعني لديها أبناء لكن لن تسأل عونهم لأنّها ليست مرتاحة لشعور بالضعف حولهم
    Şimdi geri adım atarsan, hayatının kalanında kendini güçsüz ve küçülmüş hissedeceksin. Open Subtitles لو إنحنيت الآن ستبقى بقية حياتك تشعر بالضعف
    Bana ne kadar berbat hissettirdiğini ona şimdi anlatamam. Onun için çok uzak bir hatıra. Kendimi güçsüz hissederim. Open Subtitles لا يمكنني أن أخبرها كيف شعوري القبيح الآن إنها ذاكرة بعيدة بالنسبة لها , أشعر بالضعف
    Kendimi savunmasız hissediyorum ve bir şeylere neden olabilirim diye etrafında olmak istemiyorum. Open Subtitles أنني أشعر بالضعف و لا أريد أن أكون معك لأنه قد يؤدي لشئ
    Bu binanın en zengin adamıyım ben! Benim servetim seninkinin iki katı kadar! Open Subtitles أنا أغنى رجل في هذا المبنى إن جناحي يكبر جناحك بالضعف
    Kendilerine ne olacağını düşünmeden ya da düşündüklerinde zayıf hissetmeden. TED هم لا يفكرون أبدا ماذا يمكن أن يحدث لهم خلال ذلك أو يشعرون بالضعف أثناء القيام بهذا العمل
    Eğer iyi bir duş alamazsam, ben ben değilim. Kendimi verimsiz ve zayıf hissediyorum. Open Subtitles إذا لم يكن لديّ دوش جيّد، فلستُ بطبيعتي أشعر بالضعف وبغير الفعاليّة
    Haksız olabilirim, zayıf ve kırgın olabilirim, fakat asla vefasız olmadım. Open Subtitles فلم أكن عادلاً لقد كنت أشعر بالضعف والإستياء لكن ليس بشكل مستمر
    Kimse kendini ayak duramayacak kadar zayıf hissetmez. Open Subtitles لا أحد يشعر بالضعف فجأة و لا يستطيع الوقوف
    Varolan asidi nötralize etmek için kalsiyum salınması kemiklerimizi zayıf düşürüyor. Open Subtitles أَيْ، الكالسيوم في عظامنا. فحالما يتم استخلاص الكالسيوم لإزالة فائض الحمض، تُصاب عظامنا بالضعف.
    Boğuluyorum, bu yüzden zayıf anımdan faydalanacaksın. Open Subtitles والآن أنا أختنق، فتهجمين بينما أنا أشعر بالضعف
    Bilirsiniz, hayatım boyunca kendimi güçsüz ve önemsiz hissetmeme neden oldu. Open Subtitles اتعلم طوال حياتى جعلنى اشعر بالضعف والتفاهه
    - Kontrol saplantısı olan bir erkek, günlük hayatta muhtemelen kendini güçsüz hissediyordur. Open Subtitles رجل مهووس بالسيطرة لهذه الدرجة على الاغلب يشعر بالضعف في حياته اليومية
    Çalışmalar gösteriyor ki, bir ilişki bittiğinde öğrencilerin kendilerini güçsüz ve sinirli hissettiklerini gösteriyor. Open Subtitles تُظهر الدراسات أنّه عندما تفشل العلاقات في أغلب الأحيان يشعر الطفل بالضعف و الغضب
    Diyaliz randevum var ve geç kalırsam, güçsüz düşmeye başlıyorum. Open Subtitles فأنا لدي موعد غسل الكلى , وإذا تأخرت, فسأبدا أشعر بالضعف.
    kendini minicik çizmiş olması güçsüz hissettiği anlamına geliyor. Open Subtitles لقد جعلت نفسها تبدو صغيرة جداً بمعنى أنها كانت تشعر بالضعف
    Bak, mektuplarında bana yazdıklarından dolayı kendini savunmasız hissettiğini biliyorum. Open Subtitles انظرى ، أعرف أنك تشعرين بالضعف بسبب ما كنت تكتبين لى
    Korkuyorsanız, kendinizi savunmasız hissediyorsanız, kafanız karıştıysa, bunu içinizde tutmayın. Open Subtitles لو أنكم تشعرون بالخوف و لو أنكم تشعرون بالضعف أو التشويش فلا تبقوا ذلك بداخلكم ، بل أخرجوه
    - Oldu canım. - Sen de iki katı yaşındaki eski üvey annemle dolanıyorsun. Open Subtitles أنت تتسكع مع زوجة أبي السابقة وتفوقك سناً بالضعف
    O kadar aciz hissediyorsun. Belki doktora derecemizdendir. Open Subtitles كلما شعرتُ بالضعف ربما بسبب شهاداتنا العلمية
    Nasıl böyle merhametli bir davranışı zayıflık olarak nitelendirirsiniz? Open Subtitles لا أستطيع إدراك كيف يمكن أن يوصف الإهتمام بفعل الصدقة بالضعف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد