ويكيبيديا

    "بالعجز" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • güçsüz
        
    • çaresiz
        
    • aciz
        
    • umutsuz
        
    • yetersiz
        
    • çaresizlik
        
    • Çaresizliğin
        
    Hoşumuza gitmeyen, haksız hissettiren, hedeflerimizin yolunu kapatan, engellenebilecek olan durumlara sinirleniriz ve bu durum bizi güçsüz hissettirir. TED نغضب في المواقف التي تجعلنا غير راضيين، الغير عادلة، التي تعرقل أهدافنا، التي كان يمكن تجنبها، وتجعلنا تشعر بالعجز.
    İlk defa babamı anlıyorum kendini güçsüz hissetmesini, kendine acımasını. Open Subtitles للمرّة الأولى, أفهم أبي، شعوره بالعجز الجنسي والشفقة على الذات.
    Şu an güçsüz hissettiğini biliyorum ama bu işi kuranlar güçsüz değiller. Open Subtitles أعرف أنكِ تشعرين بالعجز ولكن أيًا كان من فعل ذلك ليس بعاجزًا
    Kızgın ve usanmıştım, ancak en önemlisi, tam anlamı ile çaresiz hissediyordum. TED كنت غاضبة و محبطة و الأهم من ذلك كله شعوري بالعجز المطلق.
    Harekete geçmememizin nedenlerinden biri de çoğu zaman çaresiz hissetmemiz zira. TED إن أحد أسباب وقوفنا مكتوفي اليدين هو شعورنا الطاغي بالعجز.
    Konu bana çok uzak olduğundan, etki alanımın dışında gibi hissettiriyor, bu yüzden bu konuda aciz hissediyorum. TED ولأني أشعر أنها بعيدةٌ جداً عني، يبدو أنها خارج دائرة تأثري لذلك أشعر بالعجز بخصوصه.
    Sonuç olarak, korku, kaçınma, güvensizlik ve yanlış anlamalarla dolu bir kısır döndü oluşmuştu ve bu, kendimi güçsüz hissettiğim bir savaştı, her türlü barış ve uzlaşma kurabilmekten acizdim. TED في الواقع، حلقة مفرغة من الخوف، والهروب، عدم الثقة وسوء الفهم كانت قد تشكّلت وقد كانت معركة شعرت فيها بالعجز وغير قادرة على تكوين أي نوع من السلام أو المصالحة.
    Böylece kendini asla güçsüz hissetmiyorsun. Open Subtitles لا عجب أنّك حرمت نفسك من عواطفك بهذه الطريقة لن تشعر أبداً بالعجز
    Kendini bütünüyle güçsüz hissettiğin o anı düşünmeni istiyorum. Open Subtitles والآن، أريد أن تفكّر في وقت شعرتَ فيه بالعجز تماماً وكليّةً
    Saçlarını kesmesi ve onları sabah erken saatte öldürmesi kendini güçsüz hissetmesinden kaynaklanıyor olabilir,.. Open Subtitles بإعتبار أن قَطْعَ شعرهم و قتلهم أثناء الصباح الباكر كلاهما . ينبع من الشعور بالعجز
    Sanırım Oliver kendini güçsüz hissediyor kurallara uymayı reddediyor çünkü anca bu şekilde biraz kontrolü ele aldığını hissediyor. Open Subtitles أظن أن أوليفر يشعر بالعجز لذلك يرفض اتّباع القواعد لأنها الطريقة الوحيدة لكي يستطيع التحكّم
    Bu durumun ne kadar korkutucu olduğunu ve kendini ne kadar güçsüz hissettiğini anlıyorum. Open Subtitles أعلمكمهذامروّع.. وكيف لابد أنكِ تشعرين بالعجز
    Normalde burada; benzin pompasının başında çaresiz hissederek dikiliyoruz. TED نحن هنا في الظروف الطبيعية نحن نقف على مضخة غاز ، ونحن نشعر بالعجز
    Dün gece arabam bozulduğunda Niles ve ben çaresiz kaldık. Open Subtitles النيل وأنا شَعرتُ بالعجز ليلة أمس عندما سيارتي تَوقّفتْ.
    Oğlunun tehlikede olmasını izlemenin nasıl olduğunu ve bu konuda hiçbir şey yapamamanın nasıl çaresiz hissettirdiğini bilirim. Open Subtitles أعرف كيف يكون الشعور أن تري ابنكِ مهدداً وتشعرين بالعجز
    Kendi seçimlerini kendin yapmadığın zaman çaresiz hissediyorsun çünkü kimseyi incitmek istemiyorsun. Open Subtitles حين لاتتخذين قراراتك بنفسك تشعرين بالعجز لأنكِ لاتريدين إيذاء أي أحد
    Test sonuçlarını beklemek sizi çaresiz hissettiriyorsa bu mantıklı olabilir. Open Subtitles أمر منطقي إن دفعك انتظار نتائج الفحوصات للشعور بالعجز.
    Uğraşmam gereken birçok şey olur ama hiçbir zaman aciz hissetmem kendimi. Open Subtitles لدي الكثير للتعامل معه، ولكن لا أشعر بالعجز
    Hepimiz o aciz hissi biliriz ama bizleri bu içsel şiddete yönelten güç, kontrol etme isteği bir bağımlılık. Open Subtitles و جميعنا نعلم ماهية الشعور بالعجز ولكن إدماننا بالسلطة و التحكم هو ما يؤدي بنا إلي العنف المنزلي
    Üniversite öğrencisiyseniz, diyelim ki çıkmaza girmiş bir öğrenciyseniz ve biçare ve umutsuz hissediyorsunuz, bu sizin hayatınıza malolabilir. TED إذا كنت طالب جامعي، على سبيل المثال، في ظروف صعبة، وكنت تشعر بالعجز واليأس، دون هوادة، ذلك يمكن أن يكلفك حياتك.
    Bu tip kızların yanında kendimi oldukça yetersiz hissediyorum. Open Subtitles هي تخيفك. أشعر بالعجز التام أمام فتيات مثلها.
    Gün be gün, raporları okudukça, ...verilen kayıpların listesini çıkarırken hissettiği çaresizlik duygusu. Open Subtitles يوماَ بعد يوم يقرأ التقارير بكلف بقائمة الضحايا يشعر بالعجز لفعل أي شيء
    Çaresizliğin ne demek olduğunu anlamanı istiyorum, Paul. Open Subtitles أريدك أن تعرف كيف هو الشعور بالعجز , (بول).

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد