| Bunun üzerine kahramanımız süper hızla üzerine atılır, onu kapar ve Güvenli bir yere taşır. | TED | لذلك، بطلنا ينقض بسرعة فائقة، يسحبها، ويحملها إلى بر الأمان. |
| Bu adam, gece yarısında, dört şeritli bir otoyol trafiğinin ortasında, hayatımı kaybedebileceğim bir kazadan sonra, beni Güvenli bir şekilde hayata döndürdü. | TED | ركض هذا الرجل عبر أربعة مسارات للطريق السريع في منتصف الليل ليعيدني إلى بر الأمان بعد حادث سيارة كادت تتسبب في مقتلي. |
| Bristow'un gelişini bekliyoruz. Gördüğünüz anda onun güvenliğini sağlayın. | Open Subtitles | فى انتظار بريستو.عند مشاهدتها, سوف أخذها الى بر الأمان. |
| Kitt, bu memuru hastaneye götürmemiz ve Maddie'nin güvenliğini sağlamamız gerek. | Open Subtitles | كيت) ، علينا أن نقوم بنقل هذا الضابط الى المستشفى) و نقل (مادى)إلى بر الأمان |
| Dışarıda bir Audi bekliyor. Sizi güvene alacağız. | Open Subtitles | ولدينا سيارة "أودي" بالخارج لننقلك إلى بر الأمان |
| Onu bulmak için gücüm yettiğince uğraşacağım ve güvende olmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | سأفعل كل ما باستطاعتي لإيجادها وجعلها على بر الأمان |
| Pratikte, mülteci politikalarımız Güvenliğe giden yolu kesmekte. | TED | ولكن من الناحية العملية، سياسات الهجرة لدينا قائمة على قطع الطريق إلى بر الأمان. |
| Güvenliğiniz için beni takip edin. | Open Subtitles | إتبعونى إلى بر الأمان |
| Eğer, ancak, Şeytan'ın geliniysen Güvenli bir şekilde süpürgenle uzaklaşırsın. | Open Subtitles | وأن كنت العكس، ستطير بك مكنستك إلى بر الأمان |
| Bir kaçak, B. Berlin polisi ve itfaiyenin gerdiği Güvenli ağa atlamaya hazırlanıyor. | Open Subtitles | يستعد أحد الفارين للقفز إلى بر الأمان على شبكة يمسك بها أفراد شرطة ومطافيء برلين الغربية |
| Bak! Bir albatros. Bizi Güvenli bir yere götürebilir. | Open Subtitles | انظر ، طائر بحري، يمكنه أن يقودنا إلى بر الأمان |
| Babamın güvenliğini sağladık. | Open Subtitles | لقد نقلنا أبي إلى بر الأمان. |
| Dışarıda bir Audi bekliyor. Sizi güvene alacağız. | Open Subtitles | ولدينا سيارة "أودي" بالخارج لننقلك إلى بر الأمان |
| Kendinizi güvene alın. Quentin, şoför. | Open Subtitles | إلى بر الأمان كوينتين، السائق |
| Kendinizi güvene alın. | Open Subtitles | الى بر الأمان |
| İnsanları güvende tutmak için. | Open Subtitles | وهي تستخدم لنقل جوي الناس إلى بر الأمان. |
| ve hepimiz kurtulduk bu dünyanın sonu falan değil kendimizi güvende tutmalıyız çünkü durum gittikçe kötüleşecek bunu nasıl adlandırıyorsun | Open Subtitles | وجميعنا نجينا، انها ليست نهاية العالم يجب ان نذهب إلى بر الأمان لأن الأمور ستسوء حقاً وماذا تدعين هذا؟ |
| Bilemiyorum. Belki laneti aktardın mı sen güvende oluyorsun. | Open Subtitles | لا أعلم, ربما تكون أنت في بر الأمان إن إستطعت نقل اللعنة؟ |
| Güvenliğe ulaşmaları için yüzlerce aileye yardım ettik. | Open Subtitles | ساعدنا مئات العائلات ليروا طريقهم نحو بر الأمان |
| - Güvenliğe giden yol da gerçek. | Open Subtitles | لكن الطريق إلى بر الأمان هو مأكد |
| Etrafım sarıldığında ve kötü şekilde yaralandığım zaman, Goliath karısını ve çocuklarını Güvenliğe alıyordu. | Open Subtitles | استطاع (جالوت) أن يهرب بزوجته وأطفاله إلى بر الأمان |
| - Off! - Güvenliğiniz için beni takip edin. | Open Subtitles | إتبعونى إلى بر الأمان |
| Güvenliğiniz için beni takip edin. | Open Subtitles | اتبعوني إلى بر الأمان |