ويكيبيديا

    "بل كان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değil
        
    • değildi
        
    •   
    • değilmiş
        
    Onlar için bu bir siyaset değil, bir amaca hizmet etmekti. TED وبالنسبة لهم لم يكن ذلك بسبب السياسة بل كان الخدمة لسبب.
    Bu onun kaderi ile ilgili değil, Tanrı'nın gücü ile ilgili. Open Subtitles انه لم يكن حول إيمان إبراهيم بل كان حول قوة الرب
    Sadece kambur değildi, aynı zamanda topaldı ve dizlerini bükerek yürüyordu. Open Subtitles لم يكن أحدب فحسب بل كان أَعرجاً أيضاً ويمشي بركبته مثنية
    O senin en iyi arkadaşın değildi. En eski arkadaşındı. Open Subtitles لكنه لم يكن صديقك العزيز بل كان صديقك الأكبر سناً
    Onun bir ağabeyi yok Bir kızkardeşi var . Open Subtitles لم يكُن لدىّ أخ بل كان لدىّ أخت.
    Aşkının ereği Cecilia değil, Diana Porter'. Open Subtitles لم يقع في غرام (سيسيلا)، بل كان مغرم بـ (ديانا بورتر)
    Evet, seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama insanları öldürüp etlerini yiyen bir canavar değilmiş bildiğin normal bir insanmış. Open Subtitles نعم، لكن أكره أن أخيب ظنك لم يكن وحش يركض في الإنحاء ويقتل الناس ويأكل لحمهم بل كان بشري طبيعي
    Katil hatta değilmiş. Kayıtmış. Open Subtitles لم يكن القاتل على الخط فعلا، بل كان تسجيلا.
    Ayrılık basit değil Aramızdaki mesafe kadar Aklım artık kontrolünde değil Cinlerin Open Subtitles لم يكن عقلي منفتحاً بل كان مقفلاً و لا أرى إلا الكذب
    Ve böylece onun Casey'nin değil Drake ailesinin hayaleti olduğunu öğrenmiş olduk. Open Subtitles ونحن نعلم بأن الشبح ليس متصلاً بكايسي بل كان متصلاً بعائلة دريك
    Ve orta okuldan mezun olduğunda matematiğin iyi olduğu için değil ananın oynaşması iyi olduğu için mezun oldun. Open Subtitles وعندما تخرجت اخيرا من المدرسة لم يكن بسبب انك كنت جيد بالرياضيات بل كان بسبب انني كنت ماهرة بالمغازلة
    Yumrukladığım da ayı değil, keseli sıçandı ve hak etmişti. Open Subtitles ولم ألكم دباً. بل كان حيوان الأبوسوم وكان يستحق ذلك.
    Buradaki amaç, onun rotasını değiştirmek değildi. Amaç, kuyruklu yıldızın yüzeyinde bir çukur açarak derinlerdeki materyali ortaya çıkarmaktı. Bunu da biraz başardık galiba. TED لم يكن الغرض من الإصطدام دفعه بعيداً. بل كان الغرض صٌنع فوهة تشق المادة لنرى ما يوجد تحت سطح المذنب، حيث تعلمنا شيئاً عنه.
    Ve bu sadece bizim için bir başarısızlık değildi, onun tüm hayatını etkileyecek bir başarısızlıktı. TED وكما تعلمون، لم يكن فشلاً لنا بحد ذاته، بل كان فشلاً سيؤثر على حياته بصورة كلية.
    Ama bu bir din tapınağı değildi. Herkese, hiçbir topluma değil sadece herkese aitti. TED لكن هذا المعبد لم يكن لديانة ما بل كان للجميع لم يكن لفئة ما، بل كان للجميع
    Bu bir mucize değildi bu imkansız görüneni gerçekleştirmek için birlikte çalışan binlerce kişilik bir ekibin ortak çabasıydı. TED ولم تكن تلك معجزة، بل كان جهدًا مشتركًا لفريق من آلاف الناس ممن عملوا معًا لجعل ما بدا مستحيلا، حقيقةً.
    Babamı öldüren Tus değil, Nizam'. Open Subtitles لم يكن "تاس" قاتل أبي، بل كان " نيزام".
    Evet çünkü uçaktaki Donald Rutherford değildi. Jordan Rutherford'. Open Subtitles أجل، لأنّه لم يكن (دونالد روثرفورد) على متن الطائرة بل كان (جوردن رثروفورد)
    Rüyamda gördüklerim Ana'nın hayatından değilmiş. Open Subtitles كل شيء حلمت به لم يكن من حياة آنا كريستينا بل كان من هذا
    Üstelik kaldıkları yer gerçek bir ev bile değilmiş. Bleecker'da terk edilmiş bir depoymuş. Open Subtitles ولم يكن ذلك في مبنى سكني فعلي بل كان في المستودعات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد