| Şüphesiz görevini yaparsın ve hayatını tehlikeye atarsın. | Open Subtitles | بالطبع، فأنت تقوم بواجبك وتخـاطر بحيـاتك |
| Gönüllü olduğunda sevgilim, görevini yapma seçiminde bulundun. | Open Subtitles | عندما تطوعت يا عزيزي فقد اتخذت قرارك بالقيام بواجبك |
| Buradaki işini gayet güzel hallettin. | Open Subtitles | يمكنك أن تأخذها إلى الرقص لقد قمت بواجبك هنا جيداً |
| İşini yapıyor olabilirsin ama insanlara sert davranmamalısın. | Open Subtitles | ،اعلم بأنك تقوم بواجبك ولكن لا يجب عليك ان تكون قاسياً |
| - Sanırım ev ödevini yapmamışsın. - Yaptım. | Open Subtitles | ـ أنا لا أعتقد أنك قمت بواجبك المنزلي ـ لقد فعلت |
| Ben üzerime düşeni yaptım, şimdi de sen yapmalısın. Rüşvet dediğin böyle olur. | Open Subtitles | لقد قمت بواجبي فهيا قم بواجبك هكذا يعمل المرتشون |
| Teşekkürler, memur bey. Görevinizi layığıyla yerine getirdiniz. | Open Subtitles | شكراً لك أيها الشرطي، لقد أوفيت بواجبك على أكمل وجه |
| - Louis, kendi işine bakar mısın lütfen? | Open Subtitles | لويس,هل تسمح وتعود للقيام بواجبك ، رجاءً ؟ |
| Bunu, hemen şimdi konuşmak zorunda değiliz. görevini yaptın. | Open Subtitles | ليس علينا أن نتحدث عن هذا الآن لقد قمت بواجبك. |
| görevini yapamayacaksan git, Büyücü. | Open Subtitles | ان لم تكن قادر علي القيام بواجبك ايها الساحر, اذاً فارحل. |
| Bana ve büyükanneme beni düşündüğün için erkeklik görevini yerine getiremediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اخبرتني انا وجدتي انك لم تقم بواجبك الرجولي لانك كنت تتحدث عني |
| Bu büyük tehlikeden bizi korumak için görevini yapıyorsun Nerede olursa olsun | Open Subtitles | تقوم بواجبك لكي تحمينا من هذا الخطر الكبير أينما أوصلك هذا |
| - görevini yapmanı takdir ediyorum ama bu seni başka zevkleri tatmaktan alıkoymamalı. | Open Subtitles | هذه أخبار مطمئنة أشكرك لقيامك بواجبك لكنها ليس من الضروري أن تمنعك من الحصول على ملذات أخرى |
| Senin işini yapıp olayı çözdüğüm için bana teşekkür etmene gerek yok! | Open Subtitles | أهلاً بك معنا في حل هذه القضية هيّا فلتقم بواجبك |
| Hayır. İşini yapıyordun. Bunun için seni suçlayamam. | Open Subtitles | كلا، كنت تقوم بواجبك لا يمكنني لومك على ذلك |
| Ve sen de ne olursa olsun işini yapan polislerdensin. Öyle değil mi... | Open Subtitles | وسوف تقوم بواجبك لأنك شرطي جيد |
| Bazıları bir bok etmez ama genel olarak ödevini çok iyi yaptığın söylenebilir. | Open Subtitles | البعض منها كالهراءات، لكن المعظم يدل على أنك تقوم بواجبك المدرسي |
| Eve gidip ödevini yapsana demek istedim. | Open Subtitles | أعني، لمَ لا تذهب إلى منزلك وتقوم بواجبك المدرسي ؟ |
| Ve sen okuldan geldiğinde ev ödevini yapmanda yardım etmek için burada olacağız. | Open Subtitles | سنكون هنا عندما تعودين من المدرسة لمساعدتك بواجبك المنزلي |
| - ÜSTÜNE DÜŞENİ YAP BUGÜN KATIL! | Open Subtitles | انضم إلى الأسطول وقم بواجبك قم بالتسجيل اليوم |
| Siz Görevinizi yerine getirdiniz. Cordé de kendininkini. Şimdi gelin. | Open Subtitles | لقد قمت بواجبك وكورديه كذلك والآن تعالي |
| Gerçek şu ki işinizi doğru yapsaydınız asla burada olmazdım. | Open Subtitles | في الواقع، لن أكون هنا لو كنت قمت بواجبك بأكمل وجه. |
| Nankörlük yapmayı bırak ve gidip babana karşı vazifeni yap. | Open Subtitles | كفاك عقوقاً يا هذا اذهب وقم بواجبك تجاه والدك |
| Burada kalıp Ödevlerini yapmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تكون هنا لتقوم بواجبك المدرسي |